Ayşe Arman'a sarılırken titreyen erkekler

'Vay be" diyerek anlatıyor. Dahası da var, bir okuru da "menapoz" dönemi için şimdiden ilaç ismi vermiş...

GAZETECİLER.COM - Ayşe Arman kitap imza gününde karşılaştığı okur kitlesini aktarmış bugün...
Bir çoğu 'deli'...
'Şehvetli geceler" deyince gülüyorlarmış...
Musevi'ler pek bir seviyormuş...
Genç erkek okurları sarılırken titriyormuş...
Buyrun Ayşe'nin okur profiline; 

*  1- Okurlarım çok geniş bir yelpazeden... Azınlıktan da bir sürü insan vardı. Bir arkadaşım dedi ki: “Bu kadar Musevi okurun varsa, hayatta sırtın yere gelmez, onlar yanlış insanı seçmezler...” Bilmiyorum doğru mu?
*  2- Yaş sınırlaması yok.
*  3- Ama deliler. Öyle çok normal insanlar olduklarını söylemek zor. Teatral insanlar. Elleriyle kollarıyla konuşuyorlar, duyguları güçlü, ifade zorluğu çekmiyorlar, hepsi özgür ruhlu. Ve kesinlikle tutucu değiller. Cümle içinde seks kelimesi için gözlerini filan kaçırmıyorlar. “Şehvetli geceler ve günler dileği”ni gülerek karşılıyorlar.
*  4- Hepsiyle bir süre sohbet ettim. Size neler anlattıklarını söylesem, küçük dilinizi yutarsınız. Hepsi özel hayatını anlatıyor. Son derece mahrem ama insani...
*  5- Birisi beni çok güldürdü, “Bana bak Ayşe. Bu on yılın keyfini çıkar, sevişebildiğin kadar seviş sevgilinle, çünkü 10 yıl sonra o ev sana dar gelecek!” dedi. “Neden?” dedim, “E şekerim adam andropoza girecek, sen menopoza, Alya cadısı da buluğ çağında olacak!” Birden bizim evin gelecekteki hali geldi gözümün önüne, güldüm. Baktım bir şey yazıyor. “Bu ne?” dedim. “Yenileri çıkar o zamana kadar ama benim kullandığım antidepresanın adı, 10 yıl sonra ihtiyacın olacak” dedi.
*  6- “Sana elimle bir şeyler yapmak istedim” diye üşenmeden oraya kek taşıyanlar, seviyorum diye bileklik, kolye, seramik getirenler, kitaplar, mektuplar, şiirler...
*  7- İlginç meslekten okurlar da vardı. Uzak yol kaptanları, pilotlar, hostesler, rehberler, üniversite öğrencileri, çılgın emekliler, öğretmenler, yıllardır Türkiye’de yaşayan yabancılar. Helga mesela “Ben de bir Mamiyim” dedi, annem gibi 50 yıl önce gelmiş bir Alman...
*  8- Hayatında herkes en azından bir kere sahneye çıkmayı seviyor. Ve flaşların patlamasını... Hello fotoğrafçıları beni okurlarla görüntüledi, gazete fotoğraflarında olduğu gibi pozlar verdik. Hoşlarına gitti. Hello Dergisi’nin bir sonraki sayısında çekilen fotoğrafların bazılarını görebilirsiniz.
*  9- Bir de genç erkekler vardı, vay be, hayatımda ilk defa birileri bana sarılırken titriyordu. Tuhaf bir hismiş... Heyecandan ağlayan kızlar oldu. Karşımda ağlayan biri gördüm mü, ben de fena olurum. Sonra da halimize kahkahalarla güldük.
*  10- Bir de herkes Yüzbaşı Mehmet Bedri Aluçlu’ya hayranlıklarını, saygılarını dile getirdi, hemen hepsi banka hesap numarasını istedi. “İhtiyacı olmasa da, destek olmak istiyoruz” dediler. Bilemedim ne yapsam. Cuma günü size o mail’lerden örnekler sunacağım.
*  11- Yarıda Kalan Hayatlar’a ilginize tekrar teşekkür ediyorum.

Yazının tamamı için