Ayşe Arman topuna, o da girdi sonunda

Haşmet Babaoğlu sevimli adam çünkü kavga olan toplara girmiyor. Ama dayanamamış heralde. Ayşe Arman'ı tartışanlar kervanına katılmış.

GAZETECİLER.COM - Haşmet Babaoğlu sevimli adam…
“Sevimli” çünkü içinde, dışında, sağında, solunda, kenarında “kavga” olan toplara girmiyor…
Kimse ile dalaşması da yok, didişmesi de…
Hani mesleki açıdan fazla yoruma kaçacağını bilmesek, “özlenen yazar türü” bile diyeceğiz…
Fırtınaların koptuğu, klavyelerin havada uçuştuğu medya kavgalarında O’nu o sakin haliyle ve bambaşka konularda yazarken izlersiniz…
Sonunda dayanamamış…
Ayşe Arman’ın “kılık değiştirerek gazetecilik yapma” eylemini tartışanlar kervanına O da katılmış...
1980’li yılların o baskıcı ortamında yaptıkları bir gazetecilik örneğini (ki aradan bin yıllar da geçse müthiş bir “sosyolojik” analiz olarak medya tarihimizde yer alacaktır) anlattığı yazısı şöyle başlıyor:
 
Ayşe'nin (Arman) o mahalle senin bu mahalle benim dolaşıp izlenimlerini aktardığı dizi üzerine yazılmayan kalmadı...
Bir de ben konuya girmeyeyim diyordum.
Ama...
Tam bu noktada, işin özü, yani "kimlik ve kılık değiştirme gazeteciliği" üzerine bir çift laf etme gerekliliği var.
Bu tür gazeteciliğin en çarpıcı örneklerinden birini Nokta dergisinin 80'lerdeki o anlı şanlı döneminde gerçekleştirmiştik.
Yanlış hatırlamıyorsam, Ayşe henüz aramıza katılmamıştı o dönemde.
Ferhan Şensoy'un Orta Oyuncuları'ndan yardım almıştık.
Nazi SS kıyafetlerini giymiş oyuncular İstiklal Caddesi'ne çıkmış ve önlerine geleni durdurup kimlik sormuştu. Biz de olup biteni uzaktan izlemiş, not alıp fotoğraflamış ve ortaya çıkan tabloyu kapak yapmıştık.
Kimse "siz kimsiniz yahu?" dememişti.
Çoğu kişi tir tir titreyecek kadar ürkerek kimliklerini uzatmıştı. Ellerini duvara dayayıp üzerini aratanlar vardı. Üniformanın SS üniforması olduğunu bile fark etmiyorlar; sırf üniforma olduğu için boyun eğiyorlardı.
12 Eylül ortamının ruhu hâlâ egemenliğini sürdürüyordu ve gördüklerimiz eğlenceli değil, üzücüydü. Çok düşündürücüydü.
O röportaj çok gürültü koparmıştı.
Ama sonra yapılan benzer röportajlar gitgide yavanlaştı, hatta giderek gazetecilik parodisine dönüştüler.
 
Sonra da Arman’ın çalışmasının teknik eleştirisine geçiyor Babaoğlu…
GAZETECİLER.COM gibi O da, Ayşe’nin çalışmasını “ciddi” olmaktan çok, “eğlencelik” bulmuş…
Gerçek gazeteciliğin çok daha zor olduğunu anlattığı