Ayşe Arman o röportajın peşini bırakmıyor
Elif Çakır'ın konuştuğu ve Balçiçek İlter ile konuşturduğu Z.D. ile görüşmek isteyen Ayşe Arman telefon görüşmelerini kaydettiğini itiraf etti.
Balçiçek İlter ile görüşmesini kaydettiğini, zaten hep böyle yapmaya çalıştığını, çünkü kayda alınmayanlar ve akılda kalanlarla yazı yazınca Elif Çakır'ın yaptığı gibi yanlış şeyler yazılabildiğini anlatan Arman, İlter ve Çakır'ın daha önce kendine güvenip röportaj verdiğini, kendisinin de akıllardaki soru işaretlerinin silinmesi için röportaj yapmak istediğini tekrar tekrar dile getirdi.
İşte o yazıdan parçalar:
BENİM BALÇİÇEK İLE DERDİM YOK
Benim Balçiçek’le bir derdim yok.
Üstelik severim de. Ermeni Charles Aznavour’u Musevi yaptığında ve bir sürü insan onu diline doladığında -her ne kadar o benim gazeteciliğimi beğenmese de- onunla röportaj yapan da bendim...
“İnsanız, hepimiz hata
yapabiliriz” diye. Anneliğini, azmini, gücünü, gazeteciliğini takdir
ederim. Tek başına ayakta
duran bir kadın o.
(...)
TACİZE UĞRAYAN KADIN YALAN
SÖYLEMEZ
Benim derdim Z.D. de
değil.
Bir kadın tacize, tecavüze ya da herhangi bir şiddete maruz
kaldığını söylüyorsa (ki pek çok haber yaptım bu konuda) ben ona
inanırım.
Çünkü
kadınım. “Niye
böyle bir konuda yalan söylesin?” diye
düşünürüm.
Kafam böyle çalışır.
(...)
ÖRTÜLÜ-ÖRTÜSÜZ DİYE
AYIRMAM
Benim Elif Çakır’la da derdim
yok.
Yıllar evveline
dayanan arkadaşlığımız var. Bana, gençliğimizde özel hayatını anlatmışlığı
var.
Güvenmiş ki, örtülü-örtüsüz kadınları
ayırmadığımı düşünmüş ki anlatmış.
Pek çok başörtülü gazeteciyle ana
akım medyada, ilk röportajları ben yaptım, ama kadere bakın ki,
onlar da kapağı ana akım medyaya attıklarında, ilk fırsatta
aşağıladıkları, küçümsedikleri de ben oldum.
Kadınlardan çok kazık
yedim.
Ben yine de kadınım ve bu
meslekte kadınları, erkeklere tercih ederim.
BALÇİÇEK İLE GÖRÜŞMEMİ
KAYDETTİM
(Balçiçek İlter'e) konuşacaklarımızı
yazacağımı söylemedim ama yazmayacağım diye bir söz de
vermedim.
Ama doğrudur,
konuştuklarımızı kaydettim. Hep böyle yapmaya çalışıyorum.
Çünkü kaydedilmeyen işlerde, insan kendi kafasından, kendine göre
kurgular yaratabiliyor. (...)
Yazıda onu incitecek bir şey de
yoktu.
Ama ondan sonra telefonlarıma
çıkmadı, mesaj attı, çocukları hastaymış, geçmiş olsun...
Ayşe Arman'ın Hürriyet'teki yazısının tamamını
okuyabilirsiniz.