Ayşe Arman kaybetti
Ayşe Arman röportajı sorulardan çok Şeyma Subaşı'na bir methiyeler dizisi olarak karşımıza çıkıyor.
Ayşe Arman hafta sonu Şeyma Subaşı'yla bir röportaj
yaptı.
Çok da ses getiren bir röportaj oldu.
Şeyma Subaşı, Acun Ilıcalı'yla evlenmeden önce de
evlendikten sonra da çok konuşulan bir isim.
Sosyal medyanın gücünün ve etkisinin adeta bir fotoğrafı.
Şimdilerde bir cafe almış, onun işletmesiyle ilgileniyormuş.
Hakkında merak edilen çoğu şeyi açık açık cevaplamış Şeyma
Subaşı.
Diyecekseniz ki "eee her şey gayet iyi de niye kaybetti bu
Ayşe Arman?".
Açıklayalım efendim...
Ayşe Arman röportajı sorulardan çok Şeyma Subaşı'na bir methiyeler
dizisi olarak karşımıza çıkıyor. Benzerini daha önce az gördüğümüz
şekilde satırlarca övgüler dizip sonuna bir cümlelik soru sormak
"gazetecilik"le pek de bağdaşmıyor.
Ayşe Arman, övgülerini resmen okurun gözüne gözüne
sokuyor.
Buna neden ihtiyaç duydu bilemiyoruz. Ama bir örnek verelim de siz
de ne demek istediğimizi anlayın:
"Evet. Bir zamanlar Acun böyleydi. Herkes firarda olmak
isterdi. Şimdi insanlar Şeyma olmak istiyor. Hızlı bir şekilde
meşhur oldun, hatta marka oldun. Dünyayı geziyorsun, festivalleri
takip ediyorsun, özgürlük hissi veriyorsun. Parayı iyi
kullanıyorsun. Güzel giyiniyorsun. Seksisin. İnceciksin. Modernsin.
Gençsin. Sevdiğin adamdan, evli olmadığın halde çocuk yapacak kadar
gözü karasın. Güzel dans ediyorsun. Her gün başka yerden
bildiriyorsun. Hayatın keyfini çıkarıyorsun. En azından seninle
ilgili algı bu. Bir de tabii ölesiye nefret edenler var!
‘Bestseller’ kitap gibisin. Ama sana kızıyorlar, “Neden derin bir
roman değilsin. Neden çok satıyorsun? Neden insanlar seni takip
ediyor!” diye. Aslında ortada kızılacak biri varsa sen değilsin,
seni sosyal medyada takip eden 2.8 milyon! Çünkü senin hayatını
merak edip sana özenen ve seni var eden onlar! Hem takip ediyorlar
hem de sürekli çamur atıyorlar! Bütün bunlar seni zorluyor mu?"
Şimdi biz haksız mıyız sevgili Ayşe
Arman?