Ayşe Arman için Barlas da konuştu…

“Erkekler 25 yaşına kadar kadınları soymak için, 25'ten sonra da kadınları giydirmek için para harcarlar”


 

Büyük usta da sonunda dayanamayıp bir şeyler yazmış Ayşe Arman için…
Yok, yok ne olumlu eleştirmiş, ne de olumsuz…
Tam da kendine yakışanı yapmış…
Önce, rahmetli Nejat Eczacıbaşı'nın sık sık tekrarladığı bir özdeyişi hatırlatmış...  
“Erkekler 25 yaşına kadar kadınları soymak için, 25'ten sonra da kadınları giydirmek için para harcarlar” dermiş merhum Nejat Bey.  
Sonra da bir fıkra ile işi bitirmiş işi… 
 

Acıklı bir öykü  
Açlıktan karnı guruldayan, üzerindeki giysiler soğuk havayı engellemediği için titreyen, yorgun ve bezgin bir adamın bulunduğu kaldırıma bir Bentley otomobil yanaşmış. Direksiyondaki güzel kadın, uzanıp yandaki kapıyı açmış ve kaldırımdaki zavallı adama "Atla çabuk arabaya" demiş.  
Adam şaşkın, güzel sürücünün yanına oturmuş. "Ne oluyor" diye sormak isterken kadın "Sus, konuşma, sabrım kalmadı" diye bağırmış.  
Bentley Boğaz'da görkemli bir yalının bahçesine girmiş. Kadın adamı araçtan indirip, elinden tutarak yalının kapısına sürüklemiş. Mermer sahanlığı geçmişler ve üst kattaki yatak odasına girmişler.  
Kadın adama "Çabuk soyun, sabrım kalmadı artık" demiş. 
Adam soyunmaya başlarken kadın "Acele et, hemen döneceğim" diyerek odadan çıkmış. Adam çırılçıplak kalmış. Zayıflıktan her biri sayılabilen kaburgalarını büzmüş, elleriyle edep yerlerini kapatmış.  
Biraz sonra kapı açılmış. O güzel kadın elinden tutup sürüklediği 4-5 yaşlarındaki bir erkek çocukla girmiş odaya. Adamı gösterip bağırmış:  
- Yemek yemezsen bu adam gibi olursun. Sabrım kalmadı artık. Bıktım senden...  
Hikâyeden alınacak ders belli.  
Siz siz olun, soyunacaksanız da soyulacaksanız da nedenini bilin.