Ayşe Arman Hıncal'a nasıl yanıt verdi?
Hürriyet yazarı Ayşe Arman, Hıncal Uluç'un röportajlar ile ilgili sert eleştirisine ilginç bir yanıt verdi.
Ayşe Arman muhabirlikten yazarlığa geçerken kendi okurunu da
yaratmayı başarmış durumda. Yazdıkları ile tartışılan, okurunun
farklı bakış açılarının da farkına varmasını sağlayan
Arman röportajları ile de çok konuşulan bir isim. Kimi zaman
da röportajından çok, röportajı nasıl yaptığı ile.
Hıncal Uluç'un dün köşe yazısında Ayşe Arman'ın "konuştuğu kişilere
yayından önce röportaj metnin gönderdiği halde yanlışların nasıl
düzeltilmediğini" eleştirel bir dille sormuştu.
Ayşe Arman bugün Uluç'a yanıt verdi. Hem röportajlarında metnine
nasıl sahip çıktığını anlattı hem de yanlışların kendi "sersemliği"
olduğunu kabul etti. İşte Arman'ın "Gönderdim Hıncal
Uluç!" başlıklı yazısı...
"Evet... Röportajlarımı, yayınlamadan gönderiyorum.
Çünkü o röportajları teyple yapıyorum, sonra da çözüyorum.
Bir terimi, bir kavramı, bir yeri, bir ismi yanlış anlamış
olabilirim, yanlış duymuş olabilirim, bilmiyor da olabilirim.
Ama duyduklarımı hatasız aktarabilmek için çaba sarf ediyorum.
İşte bu yüzden, iş bittikten sonra, ilgilisine yolluyorum:
"Bir bakın bakalım, bir yanlışlık var mı? Maddi hata var mı?"
Bana da böyle yapılsın isterim.
Ama tabii, ben insanları anlamaya yönelik röportajlar yapıyorum,
oymaya değil...
Bu arada aman ha!
Söyleşiyi yollamak, karşımdakinin bana, "Şu bölümü çıkart"
diyebileceği anlamına gelmiyor.
Ölsem çıkartmam.
Malıma öyle bir yapışırım ki aklınız durur.
Teypte varsa, vardır.
Benim yoğurt yiyişim de böyle...
Kimseyi rencide etmek, "Oh ne güzel söylettim!", "Söylemeseydi,
rezil oldu!" dedirtmek ya da geçirmek değil.
Sevgili Hıncal Uluç bana katılmayabilir ama ben böyle
düşünüyorum.
*
Fakat Uluç, Erdal Beşikçioğlu röportajındaki Lemi Bilgin'i
Nevin Bilgin yaptığım konusunda haklı, Asuman Korad'ı da Asuman
Koralp...
Evet, büyük sersemlik!
Benim hatam, gazeteden de kimse fark etmemiş.
Ama ben, yine aynı kadınım...
Demek istiyorum ki, her zamanki gibi yine yolladım röportajı.
Hem Beşikçioğlu'nun kendisine hem de menajerine...
Çekimde oldukları için bakamamışlar demek ki.
Hepimiz, her gün, güzel ve hatasız işler çıkarabilmek için çaba
harcıyoruz, ama bazen olmuyor işte, hata da yapabiliyoruz. İnsanın
hata yaptığını böyle yüzüne vurmak, biraz, "açık yakalamaya
çalışmak" gibi.
Olsun, ne yaparsanız yapın, sizi seviyorum Hıncal Uluç.
Hele Mikanos'u, artık Mikonos diye yazıyorsunuz ya, daha da fazla
seviyorum..!