Ayşe 301 gün süren evliliğini yazdı!
Geçen yıla yılın aşkı olarak damga vuran Ayşe ve Ali, 301 gün sonra yılın boşanması'na da imza attılar...
İşte o yazı:
ANLADIM Kİ HAYAT OYUNMUŞ
Bir yıl önce bu tarihte, oturduğum bu masanın başındayım yine.
Kaderim kürkçü dükkanım mı ne?
O zaman soranlara şöyle derdim; "Asla evlenmem, Allah korusun".
Peki ne yaptım? İlk 'merhaba'dan sonra iki haftada evlenmeye karar
verdim.
Kalbimi seveyim.Yok yok içinde bir gram ironisi yok, gerçekten
seveyim.
Ben böyleyim. Kalbim nereye, varım yoğum oraya...
'Güçlü kadın' denenlerdendim ama sevgiye, şefkate, korunmaya
deli gibi açtım aslında. Çocukluk işte. Bazı yaralar kapanmıyor
işte.
Kendi kendime yetmeyi, önce kendimi sevmeyi, başkaları beni sevmese
de değerli olduğumu henüz bilmiyordum yani.
Saçımı okşayacak bir el içindi tüm kavgam.
BUGÜN OLSA AYNISINI YAPARDIM
Sevdim. Çok, çok, çok sevdim. İşte buraya yazıyorum; hiç pişman
değilim. Bugün olsa aynısını yapardım, kalbimin sesinden başkasını
duymazdım.
İstedim. Çok istedim. Ailem olsun istedim. İnanmak istedim. Güven
duygusunu hissetmek istedim.
Olmadı. Hiç ilgim ve de bilgim olmayan senaryoların baş kahramanı
ilan edildim. Çok konuştular. Çok ağladım. Çok yaraladılar. Çok
sustum.
Oysa car car car konuşur, herkese laf yetiştirirdim eskiden. Belki
de susmayı öğrenmekti imtihanım kim bilir.?..
Sabretmeyi öğrenmek... Kendini savunmaktan vazgeçmek... Dua etmeyi
ve şükretmeyi bilmek... Sessizliği kabullenmek.
KONUŞMADI, GÜLMEDİ, SAÇIMI OKŞAMADI...
Dokuz ay geçti. Evliydim.
"Evlilik nedir?" diye sorsanız, verecek bir cevabım yok. Çünkü ben
evlilikten hiçbir şey anlamadım.
Üç oda bir salonda tek kişilik performanslardan ibarettim. Seyircim
de alkışlayanım da olmadı.
O da fazlasıyla kırıktı, hala tam bilemiyorum ama karışıktı.
Konuşmadı. Gülmedi. Saçımı okşamadı. Kapandı, açılamadı.
O, iyi biriydi. Eminim güzel şeyler istemişti ama izin çıkmadı. Ne
yapsam olmadı.
İşin aslı; hayata bakış açımız, dünya duruşumuz birbirine uymadı.
Ve yolun sonuna geldik. "Kalbimle çıktığım yolun sonuna aklımla
geldim" de diyebiliriz.
3 MUTLU GÜN İÇİN 9 AY BEKLEMEYE, ÜZÜLMEYE DEĞERDİ
Eee ne yapacaksın; kalbin sesi soluğu kesilince akıl galip
geliyor nihayetinde.
Madem yazıyorum, bir daha söylemek isterim ki kayda geçsin; Ben onu
çok sevdim. Hiç pişman değilim. Onunla geçirdiğim üç mutlu gün için
bile dokuz ay beklemeye, üzülmeye değerdi.
Kim üç mutlu gün görebilmiş ki şu hayatta?...
YENİDEN BAŞLIYOR GİBİYİM
Şimdi bir gıdım daha büyümüş gibiyim. Kendimden hiç olmadığım
kadar eminim. Huzurluyum. Umut doluyum. Yeniden başlıyor gibiyim.
Sevgi doluyum ama başkası tarafından sevilmeye muhtaç değilim.
Bu konuyla ilgili başka bir cümle kuracak da değilim.
Artık bildiklerimin, beni ben yapanların, hayallerimin,
arkadaşlarımın, şarkılarımın, yazılarımın, köpeğim Mini'nin, gülen
yüzlerin, neşenin, sıcak kalpli dostların zamanı.
Allah izin verirse yeni hayatımı çok seveceğime inanıyorum.
Hakkımızda hayırlısını diliyorum.