Aylardır yazacağım ama...

Bir yerde kavga, gürültü, savaş varsa bilin ki ortada sadece “tek kötü” olamaz…

Önce Hacı Anacığımın yıllardır yeri geldiğinde taşı gediğine koyduğu iki cümlesini hatırlatayım.
“Bir iyiyle bir kötü kırk yıl gül gibi geçinip gitmişler…”.

“Kendi kötün elin iyisinden evlâdır…”.

*

Ey güzel insanlar…

Bir yerde kavga, gürültü, savaş varsa bilin ki ortada sadece “tek kötü” olamaz…

İki tarafın da bazı yanlışları vardır…

*

Ve…

Elle (Düşman) savaşıldığında, “iyi” sandığın düşmanından değil “kötü” bellediğin ama milletinden olandan görürsün asıl yardımı…

*

Aylardır yazacağım ama kendimi tutuyorum çünkü durum biraz “netameli”…

DÜŞMANLIĞIN EN APTALI

Efendim, geçin tarihe bakın…
Günümüze gelin bugüne bakın…

Vicdan sahibiyseniz; gerçekten barış yanlısıysanız göreceksiniz ki:
Filistinliler yıllardır itibar, özgürlük ve haliyle özerklik istiyor…

*

İsrail ise “düşman” belledikleri Filistinlilere bunları verebilmeleri için kendilerinin bütün dünya tarafından tanınmasını ve güvenliklerinin sağlanmasını istiyor...

Her gün evlerinden çıktıklarında nerede ne zaman Filistinli bir canlı bomba tarafından öldürüleceklerini kuşkuyla beklemekten bıktılar…

Ama…

*

İsrail’in bölgedeki ve bölgede olmadıkları halde Yahudilerden nefret eden düşmanları Filistinlilerin onurları ve özerklikleri bahasına İsraillilerin bu taleplerinin yerine gelmesini engelliyorlar.

*

Sürekli savaş halindeki İsrail ekonomisinin, milyarlarca dolar savunma ve savaş harcamasına rağmen bu kadar güçlü olması, savaş ve savunma harcamalarından kurtulduktan sonra zirve yapacak olmasından korkuyorlar.

*

Yani...

Düşmanlığın en aptalını uyguluyorlar…

Yani…

Kendi çıkarlarını kaybetme ihtimali Filistinlilerin ve İsraillilerin huzurlu, barış içinde geleceğe güvenle bakarak yaşamalarına engel oluyor..

SAVAŞTIRANLAR BARIŞ İSTEMİYOR Kİ…

İsrail başbakanlarından İzak Rabin “Hiç kimse arkadaşıyla barış yapmaz. Eğer barışa gerekiyorsa bunu ancak düşmanlarınızla yapabilirsiniz” demişti…

Bunun anlamı, “sizlerle kardeş olsaydık zaten barışmamıza gerek olmazdı çünkü savaşmazdık…”.

*

Ancak bu sadece bir taraf değil bütün taraflar için de geçerlidir…

“Bütün taraflar” ne demek mi?..

*

Tarafların savaşına katılmayıp onları savaştıranlar ve sonra da karşıya geçip ellerini ovuşturanlardır…

Ve ne yazık ki…

İsrail ve Filistinlilerden başka bu barışı samimiyetle isteyen hiçbir devlet yoktur…

*

Diğer tüm devletler ya sadece İsrail’in dayatmalarının Filistinliler tarafından kabul edilmesini istiyorlar.

Ya da Filistinlilerin bütün isteklerine İsrail’in “evet” demesini bekliyorlar…

DEMEK İSTEMEM O Kİ…

İsrail ile Filistin arasında kalıcı barışın sağlanamamasından sadece İsrail’i sorumlu tutmak, haksızlık olduğu kadar o savaşın hiç bitmemesi için çaba göstermektir.

*

Uzlaşma tarafların karşılıklı tavizleri, iyi niyetleri, esneklikleri, fedakârlıkları ve üçüncü tarafların (ya da arabulucu olduklarını iddia edenlerin.) ise tahriklerden kaçınmalarıyla mümkündür.

*

Ve fakat ne yazık ki üçüncü taraflar, yani sözde arabulucular, özde münafıklar savaş korkusu ve kuşkusu olmayan, sürekli güvenlik sorunu yaşayan bir İsrail istiyorlar…

Ki…

Ekonomisi daha fazla güçlenmesin…

*

Hasılı, son 10 yılın Türkiye’si dâhil Ortadoğu’da kalıcı barış isteyen tek bir devlet yok…

Üçüncü taraflar ise yani ABD, AB, Rusya ve Çin ise; yani sözde arabulucular özde münafıklar bu aptallar savaşından sürekli kazananlar oldukları için savaşın bitmesini değil daha da azgınlaşarak devam etmesini istiyorlar.

*

NOT:
Filistinlileri çok sevdiklerini haykıranlar aslında “Şu Yahudilerden nefret ediyoruz” diyecekler ama bunu diyemedikleri için “Filistinli aşığı” gibi görünüyorlar…