Aydın Doğan'ın gazetecisi ajan mı çıktı?
Doğan Grubu gazetelerinin kahramanı ünlü gazeteci ajan mı çıktı? Yeni Şafak yazarı Taha Kıvanç bugün köşesinde yazmış...
Doğan Grubu gazetelerine ilham olan İngiliz gazeteci Gareth Jenkins son söylemleriyle kendisini takip edenleri çok da şaşırtmadı.
Türkiye'deki "Demokratik Açılım"ı ve DTP'nin kapatılmasını akıllara zarar bir şekilde yorumlayan Jenkins'e görüşlerini Amerikalılara aktarma imkanı özel olarak sunulmuştu. Tam da Başbakan Erdoğan'ın ziyaretinin hemen öncesinde.
Hatırlanacağı üzere Gareth Jenkins "Ergenekon bir masal" demiş, Doğan Grubu gazeteleri ve yazarları da günlerce kendisini referans göstermiş ve çeşitli haberlerle, makalelerle bu masalın tellallığını yapmıştı.
Yeni Şafak yazarı Taha Kıvanç bugün köşesinde Gareth Jenkins'i yazmış.
İşte Taha Kıvanç'ın yazısı...
"Gareth Jenkins, "Anayasa Mahkemesi Başkanı Hassan Kılıç Ak
Parti yandaşıdır" diyor DTP'nin (DTP) Anayasa Mahkemesi tarafından
kapatılmasıyla ilgili makalesinde... Daha doğrusu doğrudan kendisi
söylemiyor da, "Birkaç DTP destekçisi böyle diyor" koruma cümlesi
altına sığınarak bu değerlendirmeyi yapıyor...
'Hassan Kılıç' dediğinin Haşim Kılıç olduğunu herhalde
anlamışsınızdır.
20 yıldır ülkemizde yaşadığını, dilimizi mükemmel konuştuğunu şu
yakınlarda öğrendiğimiz İngiliz gazeteci Gareth Jenkins bir yargıca
yapılabilecek en sinir bozucu ithamı hakkında yaptığı Anayasa
Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın ismini yanlış biliyor,
yazabiliyor.
'Öndegelen bir DTP'li" sıfatı ardına gizlediği kaynağı kendisine
'güya' şunu da söylemiş: "Ak Parti açılımla oyunu artıracağını
zannederken bizim kazançlı çıkacağımızı gördü, Kılıç'ı devreye
sokup partimizi kapattırdı..."
İnanmayacaksınız, ama Amerikan başkentinde 'uzman' diye görüşleri
dinlenen, Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi'nin konutunda
diplomatlar, siyasiler ve gazetecilerle buluşturduğu Gareth
Jenkins, Mısır'ın El-Ahram gazetesinin haftalık çıkan İngilizce
nüshasında yayımlanan makalesini, "AKP 'Kürt açılımı'nı Doğu ve
Güneydoğu'daki vatandaşların oylarını kendisine çekmek için
başlattı; süreç sırasında açılımın kendisinden çok DTP'nin işine
yaradığını görünce ayak sürümeye başladı; DTP'yi kapattıran da o"
tezi üzerine oturtmuş...
İstanbul'da yaşayan Jenkins'in bugüne kadar ülkemizle ilgili iki
kitabı yayımlanmış. 2005 yılında çıkan ilki Türk Silâhlı
Kuvvetleri'nin (TSK) siyasete ilgisi, diğeri de İslâm ve siyaset
üzerine... İlk kitabında, TSK'nın siyasete ilgisinin Avrupa
Birliği'yle yakınlaşmaya rağmen azalmayacağını daha da çoğalacağını
iddia ediyor. Geçen yıl çıkan öteki kitaptaki tezi de, Ak Parti'nin
'siyasal İslâmcı' olduğu, ülkeyi Batı'ya değil, Doğu'ya
yönlendirdiği...
Evet, 'eksen kayması' biçiminde son birkaç aydır tartıştığımız konu
da Gareth Jenkins'ten mülhem. Kitabının ismi: 'Political Islam in
Turkey: Running West, Heading East?' (Türkiye'de Siyasi İslâm:
Batı'ya Doğru Giderken Doğu'ya mı Yol Alınıyor?)
Kendisinden 'uzman' olarak görüş soranlara vaktiyle verdiği
bilgilerin, kitaplarında yazdıklarının olaylarla doğrulanmaması
üzerine parlak bir yol bulmuş İngiliz gazeteci: Gerçekleri
saptırmak, eğip bükmek ve sanki kendisini doğrularmış haline
sokmak...
Washington'a gittiğimde Türkiye'yi yakından izleyen çevrelerde bile
'Türkiye uzmanı' Gareth Jenkins'in sağda-solda yaptığı konuşmaların
etkisiyle bayağı bir kafa karışıklığı fark etmiştim. "Ergenekon
büyük bir masal" diyordu karşılarına her çıktığına; Ak Parti
hükümetinin TSK ile hesaplaşma amacıyla bu işi çıkarttığını, bir
cemaatin de etkileyebildiği kişiler eliyle sürdürdüğünü iddia
ediyordu.
En son garip tezini de şimdi öğrenmiş oldunuz: "Ak Parti Kürt
açılımını oy hesabıyla başlattı; kendisine oy getirmezken sürecin
DTP'nin oylarını artırdığını fark edince de yandaşı olan Anayasa
Mahkemesi Başkanı'na DTP'yi kapattırdı..."
DTP'nin kapatılması kararına fazla üzülmediğini görmüş Ak Parti
yöneticilerinin... Bu tespiti şu satırlar takip ediyor El-Ahram'da
çıkan makalesinde: "Bu tür çelişkiler PKK destekçilerinin
dikkatinden kaçmadı; bunları örgütün şiddet eylemlerinin haklı
olduğunun ve Kürt milliyetçilerinin hakları için barışçı araçlarla
yürüttükleri mücadeleye asla izin verilmeyeceğinin kanıtı olarak
gördüler. Önümüzdeki haftalar ve aylar içinde şiddet eylemlerinde
artış görüleceğine ve Kürt milliyetçileri rahatsızlıklarını
protesto için sokaklara dökülerek dışa vuracaklarına dair yaygın
bir kanaat de var."
Ne kadar ilginç değil mi bu ifadeler?
PKK şiddet eylemlerinde haklı olduğunu, sorunun barışçı yollardan
çözülemeyeceğini anlamış, önümüzdeki günlerde şiddet eylemleri
artacak, sokak gösterilerinden geçilmeyecekmiş...
Kim söylüyor bunu? "Ergenekon bir masal" görüşünü 88 sayfalık bir
rapora dönüştürmüş, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ziyaretinin hemen
öncesinde, Kasım ayının ikinci yarısında, Washington'a çağrılarak
Türkiye'yi izleyen Amerikalılara bu görüşünü aktarması sağlanmış
İngiliz 'gazeteci' Gareth Jenkins söylüyor... Aynı görüşlerini 7
Aralık günü Hollanda'nın Ankara Büyükelçiliği'nde de tekrarladı
Jenkins...
Yemekli toplantıya katılanlardan insan hakları savunucusu Orhan
Kemal Cengiz, kendisine, "Siz bunları yazarken ya çok safsınız ya
da siz de komplonun parçasısınız..." tepkisini vermiş. Doğru da
yapmış.
İşin ilginç bir başka yönü de şu: Amerikan Kongresi'nde Doğan Medya
Grubu'na Maliye'nin kestiği vergi cezasını "Türkiye'de basın özgür
değil" sonucunu çıkarmak için kullanan bir 'oturum' düzenlenmişti
ya, o oturumu düzenleyenlen Gareth Jenkins'i ABD'ye çağırıp
Kongre'nin Sam Rayburn binasında konuşturan aynı örgüt: Kemal
Köprülü'nün Arı Grubu...
Jenkins-türü gazetecilik artık bizde bile yok."