Aydın Doğan'ı kim, nasıl batırdı?
Star yazarı Ahmet Kekeç'e göre, “Aydın Bey iyi, çevresi kötü” diyen Fehmi Koru haklı... Aydın Doğan'ı bakın kim batırmış?
GAZETECİLER.COM
Star yazarı Ahmet Kekeç'e
göre, “Aydın Bey iyi, çevresi kötü” diyen Fehmi Koru
haklı...
Çünkü Aydın Doğan'ı,
gazetelerinin yöneticileri batırdı ve onu bu hale
getirdi:
(...) Tarih bir gün Aydın Doğan'ı
yazacak, onun ne büyük bir demokrat olduğunu ortaya çıkaracak ve
hepimiz utanacağız.
Bunu, Ertuğrul
Özkök söylüyor.
Benzeri şeyleri, Mustafa
Balbay'ın günlükleri deşifre edildiğinde diğer silahşorlar
da söylemişti...
Hani, darbeyi tedvire memur
paşalardan biri, Balbay'a “Bunlar yanımızda değil. Medya
gücü olmadan darbe yapmak çok zor” demişti
ya...
Patronuna “önleyici
misyon” atfeden bir Hürriyet gazetesi çalışanı da, bu
cümleyi almış, çemkirir bir üslupla, “Bir de patronumuza
darbeci diyorlar. Gördünüz mü, darbeyi nasıl da önlemiş, askerler
nasıl da güvenmiyormuş ona” gibilerden laflar
ediyordu.
Mümkündür...
Darbeye, “sıcak
bakmamış” olabilir.
Bir şeye sıcak bakmamak başka, o
şeyi önlemek başka.
Darbe karşıtı olmak ise
bambaşka...
İşini bilen, “malum
süreç”ten dört kat büyümüş olarak çıkan akıllı bir işadamı olarak
Aydın Doğan, “Sarıkız” ve “Ayışığı” girişimlerine sıcak bakmamış
olabilir.
Peki, sıcak baktığı darbeleri ne
yapacağız?
Postmodern darbeye sıcak bakan
kimdi? Hangi grubun patronuydu?
Bu darbeyi tamama erdiren
“Topyekün savaş”, “İşi bu defa silahsız kuvvetler
halletsin”, “Paşa Başkan'ı hizaya soktu” manşetleri kimin
gazetesinde çıktı?
Bir gün Aydın Bey'in sıcak
bakacağı, şöyle dört başı mamur, okkalı, bol ihaleli, grubu “vergi
cezası belası”ndan kurtaracak şahane bir darbe ihtimali
belirdiğinde de böyle konuşacak mısınız, “Darbeyi bizim patron
önledi?” diyecek misiniz?
Hadi diyelim ki Aydın Doğan çok
büyük bir demokrattır, darbeyi tamama erdiren manşetler onun
bilgisi haricinde atılmıştır...
Öyledir de zaten...
Hangi haberin öne çıkarılacağına,
neyin manşete çekileceğine patronlar değil, “kurmaylar” (yani
gazete yöneticileri) karar verir.
O zaman Aydın Bey'i zora sokan,
onu “darbe destekçisi medya patronu” konumuna düşüren icraatların
altında kurmay parmağı vardı ve bütün bu işler Ertuğrul Özkök gibi
değerlerin başının altından çıkıyordu.
Doğru mu?
Demek ki “vergi
borcu” olarak gruba dönen bütün yanlış icraatlar sizin
marifetinizdi...
Demek ki adamı siz batırdınız...
Siz bu hale getirdiniz...
Demek ki “Aydın Bey iyi,
çevresi kötü” diyen Fehmi Koru haklı...
Ertuğrul Özkök diyor ki,
“Aydın Bey bir medya patronu olarak üzerine düşen tüm
görevleri sonuna kadar yerine getirdi. Sonuna kadar diyorum bakın!
Aydın Bey'in son 10 yılda demokrasi konusunda oynadığı öyle roller
var ki, ileride tarih onları ortaya çıkaracak. Bunlar çıkınca
utanacaklar.”
İnşaallah...
İnşaallah utanırız...
Fakat “tarih” bu... Sağı solu hiç
belli olmuyor.
Mutlaka bizleri utandıracaktır,
mutlaka Aydın Doğan'ın “demokrasi konusunda oynadığı güzel rolleri”
ortaya çıkaracaktır.
Fakat aynı tarih, Aydın Bey'in,
“1997 yılında ordunun baskısı sonucu istifaya zorlanan
İslamcı koalisyon hükümetine karşı benim medya organlarım savaş
verdi...” demiş bulunduğunu da yazacaktır.
Hatta yazdı bile...
Tarihçilere kolaylık olsun diye
şimdiden kayıtlara geçiriyorum...
Bakalım kim daha çok
utanacak!