Aydın Doğan'ı bir kişi anladı, o da yanlış anladı...
Aydın Doğan'ın "barış sürecini destekleyin" mektubunu 20 yıl boyunca Hürriyet'in genel yayın yönetmeni olarak görev yapan Ertuğrul Özkök'ün çok yanlış anladığını yazdı.
GAZETECİLER.COM
- Sabah başyazarı Mehmet Barlas, köşesinde Doğan
Yayın Grubu Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın gazetelerinin
yönetimlerine yolladığı "barış sürecini destekleyin" mektubunu 20
yıl boyunca Hürriyet'in genel yayın yönetmeni olarak görev yapan
Ertuğrul Özkök'ün çok yanlış anladığını yazdı.
Barlas'a göre Özkök dünkü yazısı ile barış sürecini bölünme süreci olarak yorumluyor ve "barışçı ayrılık", "kürtlersiz büyüme" gibi düşünceleri kamuoyunda yaygınlaştırıyor.
İşte Barlas'ın Özkök'ün kısa bir süre içinde yanıt vereceğini düşündüren o satırlarından çarpıcı bir bölüm:
"Dün Hürriyet'te Ertuğrul Özkök'ün Akil İnsanlar'a ve Barış Süreci'ne ilişkin yazısını okurken, Hürriyet'in sahibi Aydın Doğan'ın 4 Ocak 2013'te yazarlarına gönderdiği mektup aklıma geldi ve bu nedenle o fıkrayı hatırladım.
Aydın Doğan'ın mektubu şöyleydi:
"Değerli arkadaşlarım; Ülkemizde, son günlerde, terör sorununun çözümü ve Kürt sorunu ile ilgili önemli bazı gelişmeler yaşanıyor. Sürecin seyrini objektif biçimde izlemek ve özgürce yorumlamak temel işlevimiz olmakla birlikte, ülkemizin menfaatleri açısından yüksek derecede sorumlu bir yayıncılık çizgisi izlemek de görevimizdir.
YÜKSEK SORUMLULUK ÖRNEĞİ
Bu bakımdan, bu süreç boyunca, barış dilini korumaya, süreci olumsuz etkileyebilecek çatışmacı yaklaşımlardan kaçınmaya özen göstermeliyiz. Söylemimizi, sözcüklerimizi seçerken, yaratacağı algıyı göz önüne alarak hareket etmeliyiz.
Hepinizin, gazetecilik ilkeleriyle birlikte, yüksek sorumluluk içinde hareket edeceğinize güvenim tamdır.
Sevgilerimle. Aydın Doğan"
KÜRTLERSİZ BÜYÜME DÜŞÜNCESİ
Ertuğrul Özkök'ün bu mektubu yazana "Bana mı dedin" diyeceğini düşündüren yazısındaki bazı cümlelerini alıntılamak gereksiz.
Barış Süreci'nin sonunda Güneydoğu'nun bir "Kürt Federasyonu"na dönüştüğünü, "Barışçı Ayrılık" fikrinin Türklerde de "Kürtlersiz büyüme" düşüncesini yaygınlaştırdığını yazmış Özkök.
DOSTÇA AYRILMA SÜRECİ
Konuyu şöyle noktalamış:
"Ailelerde olduğu gibi toplumlarda da 'dostça ayrılık' bazen iki tarafa en büyük yararı sağlayan çözüm olabilir. Akil insanlar süreci işte bu alternatifleri de rahatça konuşmamıza imkân sağladığı için son derece yararlı olmuştur."
BARIŞ SÜRECİNİ BÖLÜNME SÜRECİ DİYE YORUMLUYOR
"Barış Süreci"ni "Bölünme Süreci" olarak sunan bu yazıyı okurken mektubunda "Söylemimizi, sözcüklerimizi seçerken, yaratacağı algıyı göz önüne alarak hareket etmeliyiz" diyen Aydın Doğan, herhalde "Beni bir tek Ertuğrul anladı, o da yanlış anladı" diye düşünmektedir.
PİŞİRİLEN PROVOKASYONLAR
Ama olur böyle şeyler...
İyisi mi bir de akil insanlardan birinin yorumundan alıntı yaparak yazıyı noktalayalım...
Murat Belge Taraf'ta şöyle anlatmış yaşadıklarını:
"Güney-doğu illerinde ikinci haftamızı doldurarak döndük. Bu, daha epey süre böyle devam edecek. Bahçeli ile İşçi Partisi'nin pişirmeye çalıştıkları provokasyon, izlediğim kadarıyla, çalıştıkları yerlerde de pek fazla tutmuyor; birkaç tekil olayın ötesine geçemiyor. Geneldeyse, 'Barış Süreci' olsun ve devam etsin isteyenlerin oranı yükseliyor. Bizim gidip geldiğimiz bölgedeyse, o provokasyonların hiçbir etkisi yok."
Barlas'a göre Özkök dünkü yazısı ile barış sürecini bölünme süreci olarak yorumluyor ve "barışçı ayrılık", "kürtlersiz büyüme" gibi düşünceleri kamuoyunda yaygınlaştırıyor.
İşte Barlas'ın Özkök'ün kısa bir süre içinde yanıt vereceğini düşündüren o satırlarından çarpıcı bir bölüm:
"Dün Hürriyet'te Ertuğrul Özkök'ün Akil İnsanlar'a ve Barış Süreci'ne ilişkin yazısını okurken, Hürriyet'in sahibi Aydın Doğan'ın 4 Ocak 2013'te yazarlarına gönderdiği mektup aklıma geldi ve bu nedenle o fıkrayı hatırladım.
Aydın Doğan'ın mektubu şöyleydi:
"Değerli arkadaşlarım; Ülkemizde, son günlerde, terör sorununun çözümü ve Kürt sorunu ile ilgili önemli bazı gelişmeler yaşanıyor. Sürecin seyrini objektif biçimde izlemek ve özgürce yorumlamak temel işlevimiz olmakla birlikte, ülkemizin menfaatleri açısından yüksek derecede sorumlu bir yayıncılık çizgisi izlemek de görevimizdir.
YÜKSEK SORUMLULUK ÖRNEĞİ
Bu bakımdan, bu süreç boyunca, barış dilini korumaya, süreci olumsuz etkileyebilecek çatışmacı yaklaşımlardan kaçınmaya özen göstermeliyiz. Söylemimizi, sözcüklerimizi seçerken, yaratacağı algıyı göz önüne alarak hareket etmeliyiz.
Hepinizin, gazetecilik ilkeleriyle birlikte, yüksek sorumluluk içinde hareket edeceğinize güvenim tamdır.
Sevgilerimle. Aydın Doğan"
KÜRTLERSİZ BÜYÜME DÜŞÜNCESİ
Ertuğrul Özkök'ün bu mektubu yazana "Bana mı dedin" diyeceğini düşündüren yazısındaki bazı cümlelerini alıntılamak gereksiz.
Barış Süreci'nin sonunda Güneydoğu'nun bir "Kürt Federasyonu"na dönüştüğünü, "Barışçı Ayrılık" fikrinin Türklerde de "Kürtlersiz büyüme" düşüncesini yaygınlaştırdığını yazmış Özkök.
DOSTÇA AYRILMA SÜRECİ
Konuyu şöyle noktalamış:
"Ailelerde olduğu gibi toplumlarda da 'dostça ayrılık' bazen iki tarafa en büyük yararı sağlayan çözüm olabilir. Akil insanlar süreci işte bu alternatifleri de rahatça konuşmamıza imkân sağladığı için son derece yararlı olmuştur."
BARIŞ SÜRECİNİ BÖLÜNME SÜRECİ DİYE YORUMLUYOR
"Barış Süreci"ni "Bölünme Süreci" olarak sunan bu yazıyı okurken mektubunda "Söylemimizi, sözcüklerimizi seçerken, yaratacağı algıyı göz önüne alarak hareket etmeliyiz" diyen Aydın Doğan, herhalde "Beni bir tek Ertuğrul anladı, o da yanlış anladı" diye düşünmektedir.
PİŞİRİLEN PROVOKASYONLAR
Ama olur böyle şeyler...
İyisi mi bir de akil insanlardan birinin yorumundan alıntı yaparak yazıyı noktalayalım...
Murat Belge Taraf'ta şöyle anlatmış yaşadıklarını:
"Güney-doğu illerinde ikinci haftamızı doldurarak döndük. Bu, daha epey süre böyle devam edecek. Bahçeli ile İşçi Partisi'nin pişirmeye çalıştıkları provokasyon, izlediğim kadarıyla, çalıştıkları yerlerde de pek fazla tutmuyor; birkaç tekil olayın ötesine geçemiyor. Geneldeyse, 'Barış Süreci' olsun ve devam etsin isteyenlerin oranı yükseliyor. Bizim gidip geldiğimiz bölgedeyse, o provokasyonların hiçbir etkisi yok."