Aydın Doğan 'tasfiye listesi geldi' dedi
Bekir Coşkun, Hürriyet'ten ayrılma sürecinde gündeme gelen Aydın Doğan'a "tasfiye listesi" verildiği iddiasını doğruladı.
O, Türkiye’nin en çok okunan yazarlarının başında geliyor.
Hürriyet deyince Bekir Coşkun gelir akla bu ülkede.
Bu yüzden Habertürk transferinin ötesi, berisi didiklendi de
didiklendi.
Çok mu para aldı, tasfiye listesinde adı mı vardı, son yazısı mı
yayınlanmadı, kovuldu mu?
MediaCat'ten Selin Akıncı sordu Bekir Coşkun yanıtladı...
Başka herhangi bir gazeteye gitmeyi düşünmediniz mi?
Bunu ilk defa sana açıklıyorum: Cumhuriyet’ten bizi istemediler. Emin Hürriyet’ten kovulduktan bir kaç ay sonra beraber Cumhuriyet’e gitmeye kalktık. Bir masanın başında çok açık ve resmi bir görüşme yaptık.
Kimler vardı bu görüşmede?
İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Emin Çölaşan ve ben.
Neden istemediler sizi?
İlhan Abi bizimle bir saatlik bir konuşma yaptı. O konuşmadan
çıkan özet kibarca şuydu: “Çocuklar gelmeseniz daha iyi olur.” Bunu
kasteden bir şeyler söyledi. Hatta arabaya bindiğimizde Emin
anlamamıştı. “Anlamadın mı Emin? Gelmeyin dedi bize” dedim.
Peki problem neydi? Ücrette mi anlaşamadınız?
“Sizden bir masa, bir sandalye, bir de yazımı yazacağım köşe istiyorum sadece. Herhangi bir muhabire ne veriyorsanız, bana da o parayı verin yeter” dedim ben. Cumhuriyet’i Hürriyet dağıtıyor ve oraya gitseydim sorun çıkabilirdi anladığım kadarıyla.
Nedir sizin Hürriyet’ten gitmenize sebep olan gerçek problem?
Onu söyleyemem, yarın manşetlerde kıyamet kopar. İnsanın bazı sırları taşıması gerek. Ama şunu demiştim: Ormanda yangın çıktığında kirpi de yanar, çınar da, toprak da. Hürriyet’te yangın çıktığında Emin Çölaşan da yandı, ben de yandım, “Aydın Doğan da yanar dikkat edin” dedim. Ormanı ateşe verdiler çünkü. Bu siyasi iktidar, Türkiye’nin laik cumhuriyetini ateşe verdi. Kimse bunun farkında değil. Bu alevin önünden kaçamayız hiç birimiz, hepimiz tek tek yanıyoruz. Ben çıkarken Hürriyet’e hiç darılmadım. Tek bir duygunun esiriydim oradayken, ki bu çok zor bir şeydir, “Acaba kalıp da zarar mı veriyorum? Acaba ben gidersem bazı şeyler düzelir mi?” duygusu. Diğer taraftan gelip diyorlardı ki: “Bu durumlar biraz senin yüzünden…” Bu gidiş benim tüm kariyerim içindeki en büyük olaydır.
Aydın Doğan’a tasfiye listesini sordunuz mu ayrılmadan
önce?
Sordum. “Böyle bir liste geldi mi?” dedim. Geldi, dedi.
Sizin adınız da var mıymış listede?
Adımı sormayı gereksiz gördüm.
Kaç kişilik bir liste gelmiş?
Bilmiyorum, sormadım.
Ahmet Hakan bunun tersini yazmıştı…?
Evet, başbakandan böyle bir liste gelmemiş diye yazdı. Ama ben
sordum Aydın Doğan’a ve bana “var” dedi. Başbakandan gelmemiştir
belki ama gelmiş. Ben Aydın Doğan’ın yerinde olsam, böyle
bir güç olsa elimde, iktidar yalakası bütün yazarların işine
bir gecede son veririm ve ertesi gün siyah başlıklarla
çıkarım. Türk toplumunu vicdanlı olmaya, görmeye
çağırırım. Aynı şey bütün gazeteler için geçerli. Bugün Aydın
Doğan’ın başına gelenlere ses çıkarmayan tüm gazetelerin başına
gelecek bir gün aynı şey. Kimsenin kurtuluşu yok bundan! Dinci
gazetelere de sıra gelecek. Onlara isim vermeyecekler mi?
Verecekler.
Eyüp Can’ın getirileceği konuşuluyor Ertuğrul Özkök’ün
yerine. Nasıl bir karar olur bu sizce?
Hata ederler. Ertuğrul Özkök iyi bir gazetecidir ve bu kadar yıldır Hürriyet’i yönetiyor. Ama patron açısından çok zorunluysa, Ertuğrul iktidara ters geliyorsa eğer o başka. Gerçi o da iktidara ters gelmemek için Umreye falan gitti ama… Faydası olduysa iyi. Aman canım olmadıysa da bir de Hacca gider, olur biter! Zaten eğer gönderirlerse Ertuğrul’u, o zaman benim ne kadar haklı olduğum ortaya çıkar.