Ayasofya tartışmalarının esas sebebi ne? Nagehan Alçı yazdı!
Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, İmam Mustafa Demirkan’ın Bakara Suresini 114. Ayetini okurken başına Ayasofya’nın müze olması ile ilgili çok ağır sözler eklemesinin gereksiz bir tartışmayı körüklediğini, tansiyonu yükselterek İslamcı-Kemalist çatışmasını bir kez daha derinleştirdiğini kaleme aldı.
Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, Ayasofya'nın cami olarak ibadete açıldığından beri toplumdaki laik-dindar yarılması üzerinden gerginliğin odağı olmaktan bir türlü kurtulamadığını belirtti. Toplumdaki kutuplaşmanın korkutucu boyutlara ulaştığını ifade eden Alçı, en son İmam Mustafa Demirkan’ın Bakara Suresini 114. Ayetini okurken başına Ayasofya’nın müze olması ile ilgili çok ağır sözler eklemesinin gereksiz bir tartışmayı körüklediğini, tansiyonu yükselterek İslamcı-Kemalist çatışmasını bir kez daha derinleştirdiğini söyledi.
Nagehan Alçı, altlarda biriken gerilimin, kendine dışarı çıkmak için sanki bir fay attı aradığını belirtti ve söz konusu gerilimin de var olmasını riyakârlığa dayandırdı. Toplum olarak iki kesiminde kendi tabularına sıkı sıkıya bağlı olduğunu, anti özgürlükçü ortamın yalnızca Atatürk üzerinden değil çift taraflı olarak yürütüldüğünü dile getiren Alçı, Atatürk’ü seviyormuş gibi yapanlarla, İslam’a inanıyormuş gibi yapanların kendi riyakârlıklarından bunaldıklarını ve bu gergin ortamda da en ufak bir sözün kartopu gibi büyüdüğünü söyledi. Alçı, devamlı bu hiçbir yere varmayan gerginler ile vakit kaybeden ülke olmak istenmiyorsa özgürlük alanlarının genişletilmesinin zorunlu olduğunu belirtti.
İşte o yazı...
Toplumdaki kutuplaşma korkutucu boyutlarda, bunu azaltmak için ortamın yumuşaması gerekir deniyor ama ortam yumuşamaya hiç müsait değil.
Sanki toplu bir histeri krizine kapılmış gidiyoruz.
Ayasofya’da geçen Cuma düzenlenen icazet töreninde imam Mustafa Demirkan’ın sarf ettiği sözler üzerinden başlayan ve günlerdir devam eden tartışma beni ürkütüyor açıkçası.
Toplum kabak gibi ikiye ayrılmış sanki.
Bir tarafta Demirkan’a yönelik suç duyuruları, öfke patlamaları, diğer tarafta Demirkıran’ı savunmak için bir araya gelenler, suç duyurularına karşı Demirkan’ı savunmak isteyen avukatlar…
İki kemik cephede böylesine bir saflaşma yaşanmasının arkasındaki sebepleri anlamaya çalışmazsak aynı tartışmalarda debelenip durmaya devam edeceğiz.
Öncelikle kendi pozisyonumu ortaya koyayım: Ayasofya, cami olarak ibadete açıldığından beri toplumdaki laik-dindar yarılması üzerinden gerginliğin odağı olmaktan bir türlü çıkamıyor.