Avni Özgürel'den Hakan Fidan ve Erdoğan bombaları!
7 Şubat MİT operasyonunu beyazperdeye aktaran gazeteci Avni Özgürel'den çarpıcı açıklamalar.
Dinmeme merkezinin MİT'e verilmesinden sonra iplerin
koptuğunu söyleyen Özürel, operasyon yapan paralel yapının MİT
Müsteşarı ve Başbakan belirlediğini açıkladı.
"Paralel yapı kendi MİT Müsteşarını getirecekti. Başarılı
olamayınca ipler koptu. AK Parti tabanı 10 Ağustos seçimlerine
kadar süprizlere karşı uyanık olmalı."
7 Şubat 2012 günü Türkiye tarihinde ilk kez görevi başında bir MİT
Müsteşarı ifadeye çağırıldı. Paralel yargının siyasete ilk
müdahalesi olarak tarihe geçen bu önemli gün, 17 Aralık ve 25
Aralık operasyonlarının habercisi olarak okundu.
Bu konu hakkında birçok şey yazıldı çizildi. Bu darbe girişimi bir
siyasi sinema projesi ile beyazperdeye aktarılıyor. Senaryosunu ve
yapımcılığını gazeteci Avni Özgürel'in üstlendiği "Darbe" filmi
sonbaharda izleyici ile buluşacak.
Sabah gazetesinden İsa
Tatlıcan, Avni Özgürel ile "Darbe" filmini ve o günlerin hikayesini
konuştu. İşte o röportajdan bir bölüm:
-7 Şubat MİT operasyonunu anlattığınız "Darbe" filmi gerçek
bir hikaye mi yoksa kurguya da yer verdiniz mi?
Filmin tamamı gerçeklere dayanıyor. Bu tür filmlerin başında "Bu
filmde yeralan olaylar ve kişilerin gerçek hayatla ilgisi yoktur"
denilir. Filmimizde ise tamamen gerçek bir Başbakan ve MİT
Müşteşarı var. İnsanların bilmediği bir 7 Şubat yaşandı. O gün ne
yaşandığını kimse bilmiyor.
FİDAN'I TUTUKLAMAK İÇİN HAVAALANLARINDA
BEKLEDİLER
-7 Şubat 2012 tarihinde ne oldu? Filmde o tarihi günü nasıl
anlattınız?
7 Şubat MİT operasyonu Başbakan'ı paralel yapıya karşı harekete
geçiren önemli bir olaydır. Bir gün Tayyip Erdoğan'ı MİT Müsteşarı
aradı "Savcı beni ifadeye çağırıyor" dedi. Bu Cumhuriyet tarihinde
MİT Müsteşarının suçlu sıfatıyla ifadeye çağrıldığı ilk çağrıdır.
Hem de Cuma günü mesainin bitmesine 5 dakika kala yapıldı bu çağrı.
Bu tutuklanacağınıza işarettir. Başbakan kendi makam arabasını
göndererek MİT Müsteşarını aldırdı. Hem de polis kuşatması altında.
Havaalanlarında Hakan Fidan'ı gözaltına almak için VİP çıkışlar
tutulmuştu. İstanbul'daki MİT binası terörle mücadele ekipleri
tarafından kuşatılmıştı. MİT Müsteşarı bordo berelilere vur emri
verdi. Bunun gibi birçok ayrıntı bugün hiç bilinmiyor ya da
hatırlanmıyor.
-Korkunç bir senaryodan bahsediyorsunuz. Böylesine bir
çılgınlık nasıl yapılabilir?
Öylesine kendilerini güçlü hissediyorlardı ki. Paralel yapının güç
zehirlenmesi budur işte. Kontrol edemeyecekleri hiçbir şeyin
olmadığını düşündüler. Genelkurmay Başkanı'nı tutukladıktan sonra
MİT Müsteşarı kim oluyor diye düşündü bu irade. Bu yapı kime elimi
uzatsam kapar alırım diye düşündü. Planı da Başbakan ameliyat
olacağı güne göre ayarladılar.
-Paralel yapı neden Hakan Fidan'ı hedef aldı?
Eski MİT Müsteşarı görevden ayrılırken paralel yapı bir çoktan o
makama bir MİT Müsteşarı hazırlamış.
DİNLEME MERKEZİ MİT'E VERİLİNCE PARALEL İLE İPLER
KOPTU
-Hakan Fidan'ın yerine kimi düşünüyorlardı?
İsim belli ama açıklamak istemiyorum. Ankara Gölbaşı'nda bu
coğrafyada her dinleme teknolojisinin bulunduğu dev bir tesis
kuruldu. Doğu Avrupa'dan Moskova'ya, Tahran'dan Bağdat'a kadar
telsiz, cep telefonu her iletişim aracının dinlenebileceği bir
teknolojiye sahip bir tesisti. Paralel yapı bu dinleme tesisinin
Emniyette kalmasını istedi. Başbakan Erdoğan bu tesisi MİT'e
vermesinden sonra ipler tamamen koptu.
-Filmin sonunda kim kazanıyor?
Film gerçek hayattan alındığı için operasyoncular değil Türkiye
kazanıyor.
-7 Şubat darbesi başarılı olsaydı filminizin senaryosu
nasıl değişirdi?
Hakan Fidan tutuklanacaktı. Tayyip Erdoğan hakkında soruşturma
açılmış olacaktı. Bakanlar gözaltına alınacaktı. Ülkede kaos hakim
olacaktı. Yeni bir vesayet sistemi kurulacaktı. Hatta AK Parti'nin
Genel Başkanı bile belirlenmiş olacaktı.
ERDOĞAN'IN YERİNE GEÇECEK BAŞBAKAN'I BİLE
BELİRLEDİLER
-AK Parti'ye yeni Genel Başkan belirleyecek kadar ayrıntılı
düşünülmüş müdür?
Tabi düşünmüşlerdir. "Dönemin Başbakanı" şeklinde iddianame
hazırladıklarına göre bir de "mevcut Başbakanı" da mutlaka
belirlemişlerdir.