ATV hangi diziyi makasladı?
Radikal yazarı Kemal Yılmaz, makaslanan o sahneyi ve ATV'nin "tedirginliğini" yazdı...
ATV'nin alevi tedirginliği
Sıkıntılı bir Salı gecesi. Elimde uzaktan kumanda yine manasızca
zaplıyorum. Tartışma programları bile bitmek üzere ama neyse ki
10.00 dizileri hala devam etmekte. ‘Kapalıçarşı’ya bakıyorum biraz,
binbir surat Olgun Şimşek’i görünce dikkat kesiliyorum.
Seyretmeyeli olaylar epey ilerlemiş. Olgun Şimşek’in canlandırdığı
komik Mahmut ile Tülin Özen’in oynadığı insanda halı dokuma isteği
uyandıran Seher, belli ki evlenmeye karar vermişler. Aşıkane bir
takım laflarla diyalog ilerliyor. Derken bir ara Seher ‘Ben
Aleviyim’ deyiveriyor. Mahmut, ‘Niye daha önce bana söylemedin’
diye karşılık verince Seher gayet şahsiyetli bir kız olarak ‘Niye
söyleyeyim ki?’ diye cevabı yapıştırıyor. ‘Pat’, sahne bitiyor ve
bir yerlerde Seher’in ‘Güvendiğim dağlara kar yağdı’ diye
ağlandığını, bir başka yerde Mahmut’un ‘Ben ne yaptım’ diye
dövündüğünü görüyoruz...
Hakikaten Mahmut, sen ne yaptın? Ben bir türlü anlamadım. Bu adam
niye dövünüp duruyor? Sanki çay doldurmaya gittim de kavga
sahnesini kaçırdım gibi. Hani ailecek filan seyrediyor olsak,
yanımdakilere soracağım ‘ben bir şey mi atladım’ diye. Mümkün değil
hiç kalkmadım başından. Neyse, kafayı dizi kurgularına takmak gibi
bir adetim olmadığı için fazla aldırmadım. Ta ki ‘Simirna’ kafede,
kulağıma çalınanlara kadar. Evet, o akşam ben ve diziyi seyreden
‘milyonlar’ bir sahneyi atlamışız, çünkü o sahne yayımlanmamış.
Seher’in Alevi olduğunu duyan Mahmut, bu evliliği ailelere sonra
haber verelim, annem Alevi kızla evlenmemi hoş karşılamaz filan
diyormuş. Seher de Mahmut’un Alevi tedirginliği karşısında küplere
biniyormuş. Ama Mahmut’un Alevi tedirginliği, bazı atv
yöneticilerinde de olmalı ki, bu sahneyi ‘pat’ diye makaslamaya
karar vermişler. Artık Alevileri mi üzmek istemediler, Sünniler’i
mi koruyup kollamak istediler bilmem, ama bu konularda tedirgin ve
tereddütlü oldukları belli.
Çalık grubunun ATV’si, bütün iyi diziler kendilerinde olsun, bu
diziler cesur olsun, hatta güncel meselelerle alakalı olsun ister
gibi. Mesela Alevi açılımı gibi hayırlı bir gelişmeye ‘yandaş’
olacak şahane bir dizi başlatmışlardı ‘Kasaba’ diye. Anadolu’da bir
kasabada doğulu köylülerle kasabalılar arasındaki gerilim. Pos
bıyıklı, dedeli, bağlamalı iyi yürekli köylülerimiz belli ki
Alevi... ama anlayana. Neredeyse izleyiciye bilmece çözdürür gibi
‘Kasaba’ eveliyor geveliyor bir türlü Alevi diyemiyor. Kahramanlara
semah bile döndürüyor da bölüm başına iki kere ‘Alevi’ diyemiyordu.
Nitekim bu tedirginlikten maraz doğdu, kimse diziyi izlemez oldu,
onlar da kaldırdı; sonra da Alevi Bektaşi Federasyonları atv’nin
kapısında ‘kırk yılda bir bizimle ilgili bir iş yaptınız onu da
kaldırdınız’ diye nümayiş yaptı.
Sadece bir televizyon kanalının halinden bile anlıyoruz, bu AKP’nin
açılımları neden bir türlü saçılamıyor... Dizilere alevi
karakterler katıyorsun ama sonra derinlerde bir yerlerde bir şeyler
kımıldıyor ve ‘aman annem ne der’ diyen dizi karakteri gibi ‘aman
kitle ne der’ diyen televizyoncular sayesinde bir çuval inciri
berbat ediyorsun. Eh kolay değil tabii öyle, hem gelenekçi
muhafazakar olup hem de tabu devirmek.
Şimdi gözüm ‘Gönülçelen’in üzerinde. Bakalım atv ekranlarındaki
‘roman açılımı’nda ne tür komplikasyonlar olacak. Kentsel dönüşüm
bahanesiyle mahalleyi yıkmaya gelen dozerleri mastikayla karşılayan
çingeneler mi izleriz, yoksa namazında niyazında gırnatacılar mı
önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Kemal Yılmaz/RADİKAL