Atlatma haberciliğin 'güzel'i ve 'çirkin'i...
Türk basınında atlatma haberciliğin her zaman olduğunu belirten Burhan Ayeri, bunun hoş olanını ve olmayanını iki örnekle anlattı.
Mesleğin kıdemlilerinden Yeniçağ yazarı Burhan Ayeri, Türk
basınında atlatma haberciliğin ilk örneklerinden iki nostaljik
olayı köşesine taşıdı bugün.
"Türk basını İkitelli'ye taşındıktan sonra dengeler değişti"
diyen Burhan Ayeri, muhabirinin binbir emekle ve tüm
meslektaşlarını atlatarak yaptığı haberi manşete koyup kendi
imzasını atan haber şefini ve Cumhuriyet muhaberi'nin diğer
meslektaşlarının elinden haberi alıp hepsini 'uzun' atlatışını
köşesine taşıdı.
İşte Burhan Ayeri'nin köşesindeki eski gazeteci hikayeleri;
HOŞ OLMAYAN
ÖRNEK!
"Tokatköy'deki cinayeti takibe gidecekler için asma köprü bile
yoktu. Araba vapuru, otobüs ya da minibüsle üç aktarma yapardınız.
Böylesi bir olayı Bekir Aydın'ın yaşadığına bire bir tanık oldum.
Bu arkadaşımız 10 saat süren çabayla karısını baltayla öldüren
adamın hikayesini toparladı.
Düşünün dönemin karakollarında manyetolu telefon dahi yoktu.
İmkansızlıklar içerisinde Bekir'in başarısı takdir edilecek
cinstendi. Haberi resimleriyle birlikte toparlayıp şefinin masasına
bıraktı.
Haber ertesi gün Tercüman'a manşet olmuştu. Sadece tek değişiklik
vardı. Vesikalık resimli imza şefine -biri çok ünlü iki
aktristimizin babası- aitti. Düşünebiliyor musunuz Aydın'ın
halini?
HOŞ BİR
ÖRNEK
Yıllar öncesinden bir anı daha aktaracağım. Bayrampaşa
Cezaevi'nde tiyatro gösterisi var. Beş ayrı gazeteden muhabirler
birlikte gittiler. Çıkışta saat geç olmuştu.
Cumhuriyet'ten Fatma Karaali arkadaşlarına "Siz beni
atlatırsınız. Verin bakalım filmleri. Yarın birlikte
kullanırız" deyip makaraları topladı.
Herkes buna uydu. Ertesi sabah sadece Cumhuriyet'te cezaevindeki
tiyatro gösterisi vardı!