Atılan her taş 'baş yarar' mı?
Sanır mısınız ki atılan her taş baş yarar... Yok öyle şey...
Sanır mısınız ki köşelerden atılan
taşlar baş yarıyor...
Sanır mısınız ki polemikler "dostsuz" bırakıyor...
Yok öyle şey...
İnsanoğlu'nun iki yüzü var.
Musa da onda Firavun da...
-"Yüzüme nasıl bakacak?"
Ya da
-"Yüzüne nasıl bakacağım" derdi "boş"...
Bakılıyor!
Yazıdaki Firavunluk yüzde Musa'ya dönüyor.
Neyse...
Musa'yı da Firavun'u da devrinde bırakalım da dönelim modern çağımıza..
Bir süredir veriyoruz ya... Elin Fransızının şeyinden başlayan bir polemik var medyamızda. Büyük usta Mehmet Barlas ile "seks-com ilahı" (bu sıfatı biz taktık) Ertuğrul Özkök Haydar Dümen'e taş çıkartırcasına "seks atışması" yapıyorlar.
-"Ey Ertuğrul Özkök, titre ve kendine dön!" diyordu en son Mehmet Barlas... Sonra devam ediyordu:
"Benim sperm içerikli yazılar hakkında yazdıklarımı yok farz et. Burnuna fasulye sokmayı bırak. Giydiğin iç çamaşırını, aynada çıplak her sabah gördüğün bedenini ve cinselliğe ilişkin çeşitlemelerini ne kadar yazsan da, o önemli gazetede attığın siyasal yanlışlarla dolu manşetleri unutturamazsın."
Ertuğrul Özkök ne yanıt vermiştir bu yazıya dersiniz!
Açınca bugünkü Hürriyet'i "elimiz böğrümüzde" kalakaldık!
Özkök ile Barlas bir davette yüzyüze gelmişler.
Neler olmuş derseniz!
Okutalım:
"Törene biraz geç gittim. Tören başladığı için girişte bir yere iliştim.
Dalgın dalgın seyrederken biri koluma dokundu.
Döndüm ki Mehmet Barlas... Samimi ve güler yüzlü bir ifadeyle “Nasılsın” dedi.
O yüz ifadesine gerçekten sevindim.
EYVAH YARINKİ YAZIM Sonra aklıma bir gün sonra pazar yazımda onun hakkında yazdığım esprili şeyler geldi.
“Ara sıra size takılıyorum diye kızmıyorsunuz değil mi” dedim.
“Deli misin, kızar mıyım. Bunlar bizim renklerimiz” dedi.
Son günlerde işittiğim en güzel sözlerdi."
Ne demiştik başta!
Musa da içimizde Firavun da...
Önemli olan...
Ne zaman "Musa" ne zaman "Firavun" olacağını bilmekte...
Hoş gerçi Mevlana da "Ya olduğun gibi görün... Ya da göründüğün gibi ol" demiş ama neyse...
Konumuzla ilgisi yok bu sözün...
Sanır mısınız ki polemikler "dostsuz" bırakıyor...
Yok öyle şey...
İnsanoğlu'nun iki yüzü var.
Musa da onda Firavun da...
-"Yüzüme nasıl bakacak?"
Ya da
-"Yüzüne nasıl bakacağım" derdi "boş"...
Bakılıyor!
Yazıdaki Firavunluk yüzde Musa'ya dönüyor.
Neyse...
Musa'yı da Firavun'u da devrinde bırakalım da dönelim modern çağımıza..
Bir süredir veriyoruz ya... Elin Fransızının şeyinden başlayan bir polemik var medyamızda. Büyük usta Mehmet Barlas ile "seks-com ilahı" (bu sıfatı biz taktık) Ertuğrul Özkök Haydar Dümen'e taş çıkartırcasına "seks atışması" yapıyorlar.
-"Ey Ertuğrul Özkök, titre ve kendine dön!" diyordu en son Mehmet Barlas... Sonra devam ediyordu:
"Benim sperm içerikli yazılar hakkında yazdıklarımı yok farz et. Burnuna fasulye sokmayı bırak. Giydiğin iç çamaşırını, aynada çıplak her sabah gördüğün bedenini ve cinselliğe ilişkin çeşitlemelerini ne kadar yazsan da, o önemli gazetede attığın siyasal yanlışlarla dolu manşetleri unutturamazsın."
Ertuğrul Özkök ne yanıt vermiştir bu yazıya dersiniz!
Açınca bugünkü Hürriyet'i "elimiz böğrümüzde" kalakaldık!
Özkök ile Barlas bir davette yüzyüze gelmişler.
Neler olmuş derseniz!
Okutalım:
"Törene biraz geç gittim. Tören başladığı için girişte bir yere iliştim.
Dalgın dalgın seyrederken biri koluma dokundu.
Döndüm ki Mehmet Barlas... Samimi ve güler yüzlü bir ifadeyle “Nasılsın” dedi.
O yüz ifadesine gerçekten sevindim.
EYVAH YARINKİ YAZIM Sonra aklıma bir gün sonra pazar yazımda onun hakkında yazdığım esprili şeyler geldi.
“Ara sıra size takılıyorum diye kızmıyorsunuz değil mi” dedim.
“Deli misin, kızar mıyım. Bunlar bizim renklerimiz” dedi.
Son günlerde işittiğim en güzel sözlerdi."
Ne demiştik başta!
Musa da içimizde Firavun da...
Önemli olan...
Ne zaman "Musa" ne zaman "Firavun" olacağını bilmekte...
Hoş gerçi Mevlana da "Ya olduğun gibi görün... Ya da göründüğün gibi ol" demiş ama neyse...
Konumuzla ilgisi yok bu sözün...