'Atatürk’ü seviyorum arkadaş' diye haykırmak istiyorum...

Halk; Muhammed Mustafa ve Mustafa Kemal’le kavgası olmayan siyasi lider, siyasi söylem istiyor...

ADNAN BERK OKAN

 

Biliyor musunuz?..

Ne lise, ne de üniversite yıllarımda “Atatürkçü” oldum…

Atatürk’ü hep sevdim, hep minnetle andım…

Ama…

Bir kere olsun “Atatürkçüyüm” demedim…

12 Eylül 1980 askeri darbesi sırasında ve sonrasında bir ara ondan değil ama onun muhteşem mirası ve ihtişamlı kişiliği, mükemmel karakteri üzerinden “siyaset” yapılması sinirlerimi bozdu…

Ona değil, onun adı üzerinden siyaset yapanlara öfkelendim…

Gelin görün ki…

Bir süre sonra…

Yani…

 

Ey güzel insanlar...

Belli ki bazılarınız yazdıklarımı sonuna kadar okumuyorsunuz…

Kimileriniz ise okuduklarını anlayamıyor…

Dün başlığı altında yayımlanan analizimin başlığı tırnak içindeydi...

Çünkü o cümle bana değil, Engin Ardıç’a aitti…

Daha doğrusu yıllar önce yazdığı bir kitabın adıydı…

O cümleyi bana aitmiş gibi sağa – sola mail atıp;

“bakın görün… Başbakan’a ve (Sabah’ın CEO’su) Serhat Albayrak’a kıro demiş” diyenlerin zekâlarının ölçüleri konusunda bir şey söylememe (Sanırım) gerek yok…

Ne Başbakan için, ne çalışmalarını ve karakterini takdir ettiğim Serhat Albayrak için, ne de başkaları için asla, “Kıro” gibi “ırkçı”  bir sıfat kullanmayacağımı beni yakından tanıyan herkes çok iyi bilir…

Dedikoducuları kınıyorum... 

Kendilerini “Müslüman Demokrat” veya “Yeni Liberal” olarak tanımlayan kimileri, (Sözüm ona)  “daha çok özgürlük” adına o büyük insana hakaretler ve küfürler etmeye başladığında…

Yani…

İftiraların en aşağılıkları atıldığında…

Yani…

Nankörce saldırlar yapıldığında…

Yani…

Cumhuriyetin kazanımlarının yıkılma çalışmaları hızlandığında…

Sokaklara ve hatta camilerin şerefelerine çıkıp;

“Atatürk’ü seviyorum!” diye haykırmak geldi içimden…

 

Hele bir de…

“Allah Allah!” nidaları eşliğinde, kendileri gibi düşünmeyen günahsız insanları (Hıristiyan veya Musevi) öldürmeye başlayan katil sürüleri işgal ettiğinde bütün demokrat ve gelişmiş ülkeleri…

Ve bombaladığında benim güzelim ülkem (Sinagog, İngiltere Büyük elçiliği, HSBC Bank Binası)…

Gençliğimde dolu dolu söyleyemediğim “Atatürk’ü seviyorum arkadaş” cümlesini her dolaştığım yerde, attığım her adımda haykırmamak için kendimi zor tuttum…

Ve son günlerde...

Hele dün Engin Ardıç'ın yazdıklarını okuduktan...

CNNTÜRK'te Cüneyt Özdemir'in konuk ettiği bir arkadaşın (adını hatırlamıyorum) Gazi Mustafa Kemal aleyhinde söylediklerini dinledikten sonra; “Ben bir Atatürkçüyüm ey güzel insanlar!” diye seslenmeyi eskisinden daha çok istiyorum 

Hatta…

O kısa ve fakat manasının çok uzun olduğunu bu günlerde ancak anladığım güzel cümleyi haykırıyorum:

“Ne mutlu Türk’üm diyene!”…

 

Peki…

Ya, “ne mutlu Türk’üm” demeyen, diyemeyenler ne olacak?..

Hiçbir şey olmayacak…

Onlar da dilediklerini söyleyecekler…

Benim için “Ne mutlu Türk’üm” diyenle “Ne mutlu Kürt’üm” diyen arasında zerrece fark yok…

Tek istediğim; “Ne mutlu Türk’üm” diyenle “Ne mutlu Kürt’üm” diyenin birbirlerine “düşman” olmamaları…

Birbirlerini anlamaları…

Birbirlerinin kimliklerine saygı duymaları…

Ve…

Son bir yıldır duran kanlı savaşın yeniden başlamaması…

Çocukların, delikanlıların bir daha ölmemesi…

 

Ve ey güzel insanlar!..

Bir de şu var:

Muhammed Mustafa ile Mustafa Kemal birbirlerinin alternatifi değiller ki…

Birbirlerinin düşmanı ise hiç olamazlar…

Eminim aynı çağda yaşasaydılar birbirlerine derin saygı ve hatta sevgi duyarlardı…

İyi ama nedir bu yapılanlar?..

Nedir bu, iki mübarek insanı birbirlerinin alternatifiymiş gibi göstermeler?..

Ayıptır, günahtır…

Ve...

Bu anlamsız kavganın; gürültü, patırtının iç huzursluzuktan nemalananların işine yarayacağını görmemek için nasıl bir sakat zihniyete sahip olmak lâzım bilemiyorum...

Son 10 yıldır siyaset; kendilerinin “Kemalist” olduklarını iddia eden çağdışı kalmış darbeci, anti demokrat, halktan korkan solcularla, Mustafa Kemal düşmanlığını “Müslüman demokrat olmak” zanneden “din tacirleri” arasında yapıldı…

Oysa halkın geneli (Çok büyük geneli) böyle bir kavgayı istemiyor artık…

Halk; Muhammed Mustafa ve Mustafa Kemal’le kavgası olmayan siyasi lider, siyasi söylem istiyor...

Böyle lider var mı?..

Evet...

Var...

Ama...

Parlamentoda değil...

Çankaya Köşkü'
nde...

adnanberkokan@gmail.com