Ataklı'dan CHP'li gazetecilere destek
Vatan yazarı Can Ataklı, bugün yazısında CHP Parti Meclisi'ne seçilen gazetecilere destek yazısı yazdı.
Ayşe Böhürler'in de Yeni Şafak'ta yazdığını ve aynı zamanda Ak Parti yönetiminde yer aldığını hatırlatıp, "Nedense medya ahlakçılarının aklına bu isim gelmiyor. (Aslında doğrusu da gelmemesi.)" diyor.
Bu tartışmayı ilk kez başlatan bir medya gurubu olarak (Böhüeler için de aynı itirazımız halen sürüyor) Ataklı'nın görüşlerine saygı duyuyoruz elbette ama hem bir siyasi partinin yönetiminde yer alıp hem de medyadaki görevlerine devam eden meslektaşlarımızın medya ahlâkı açısından doğru yapmadıkları konusundaki görüşümüzde ısrar ediyoruz.
Keşke sevgili Ataklı da bizim onun fikirlerine duyduğumuz saygıyı bize duyabilseydi.
Hele ".... 55 ay vadeli banka borcumu maaşım dışında bir kaynaktan ödemem mümkün değil. Başka bir gelirim yok, aç yaşamamızı istiyorlar herhalde" diyen Enver Aysever'in yaptığı bu duygu sömürüsüne hiç katılmıyoruz.
Biz kendisine "Çalıştığın TV'yi bırak" demiyoruz ki...
Profesyonelce çalışmaya ihtiyacı varsa o zaman CHP'deki görevinden istifa etsin.
Ama eğer "CHP bensiz yapamaz" diyorsa o da parti yönetiminin bileceği bir iş. kendisinden profesyonel danışman olarak yararlansınlar. CHP bu... Kim bilir kaç kişiye "Danışman" adı altında maaş ödüyordur...
Mehmet Faraç'a gelince. 12 kitap yazmış ama kamuoyu onu, ekran kavgaları ve bir alışveriş merkezinin otopark kâhyasına çektiği silâhla hatırlıyor..
Kılıçdaroğlu'na ve CHP'ye bu özelliğiyle mi hizmet verecek acaba?..
Neyse...
Ataklı'nın yazısın aşağıda:
NEDEN İSTİFA ETSİNLER Kİ?
"Birkaç gazeteci CHP Parti Meclisi'ne seçildi ya, kendisini mesleğin "ahlak bekçisi" sananlar hemen harekete geçti: "Bu arkadaşlarımız çalıştıkları gazete ve televizyonlardan istifa edecekler mi?"
Hayrola? Neden istifa etsinler ki?
"Efendim bu medya etiğine uymaz"mış. Haydi oradan... Neredeyse çeyrek yüzyılı bu mesleğe verenler etiği sizlerden mi öğrenecek?
YAYIN ORGANLARINDA YETKİ
SAHİBİ DEĞİLLER
Ataklı'ya göre "CHP Parti Meclisi'ne seçilen gazeteciler,
bulundukları yayın organlarının "yetki ve sorumluluk sahibi"
isimleri değil. Köşeleri ya da programları var, sadece ondan
sorumlular. Tıpkı AKP yönetiminde olup da Yeni Şafak'ta yazan Ayşe
Böhürler gibi. Nedense medya ahlakçılarının aklına bu isim
gelmiyor. (Aslında doğrusu da gelmemesi.)"
Yazısında Mehmet Faraç ve Enver Aysever ile konuşan ve
onların gazeteciliği siyasetçi kimliği ile birlikte sürdürme
kararını haklı bulan Ataklı'nın "Ama bunun ötesinde hiçbir
gazeteci bir başka gazeteciye bu konuda ahlak kılıcı sallamaya
kalkamaz. Herkes haddini bilmeli." şeklinde bitirdiği
yazısının tamamına ulaşabilirsiniz.