Aslında hepsi SÖZCÜ, hepsi TARAF
Tıpkı 30 sene önceki 12 Eylül'den sonra da beş generalin çizdiği rotaya göre düzenlemek zorunda kaldıkları gibi...
ADNAN BERK OKAN - ANALİZ
Artık olmayan bir bankanın ucuz reklâm spotuydu radyolarda:
"Aslında yok birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı bankasıyız"...
Medyamızda birkaç gazete dışında aslında yok birbirlerinden farkları...
Hepsi SÖZCÜ..
Hepsi TARAF...
Bir taraf ne kadar hükümete muhlif kanadın SÖZCÜsü ise, diğeri de Muhalefete muhalefet, hükümete destekten TARAF...
SÖZCÜ'yü elinize aldığınızda birinci sayfa boydan boya Ak Parti ve Başbakan Erdoğan'a "hakaret" veya "iftira" dolu olduğunu görüyorsunuz...
Benim midem kaldırmadığı için SÖZCÜ'yü ancak bir dakika tutabiliyorum elimde...
Okurlarının zekâlarından şüphe ettikleri için olsa gerek, yırtınırcasına ve teknik gerekçe yerine siyasal nefretlerini içeren "Hayır" çağrıları yapıyorlar...
Emin Çölaşan ve Necati Doğru gibi "müzmin Ak Parti ve Erdoğan düşmanı" her yazdıkları yazıyla birinci sayfadan anons ediliyorlar, "Haber" gibi...
Yani...
İçeride onları okumayı düşünmeyenler birinci sayfadan yönlendiriliyor köşelerine...
Ve hemen her yazılarında vıcık vıcık siyaset, hakaret, iftira, önyargı...
Geleyim TARAF, ZAMAN, STAR; Yenişafak ve VAKİT'e...
Hepsi TARAF'ın kötü birer kopyası...
CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu aşağılanıyor, siyasal iktidar ve Başbakan Erdoğan yıldızlaştırılıyor...
Sürekli olarak orduya çakılıyor...
Varsa arada tek tük hırsız, cinsi sapık subay, onlar bulup haberleştiriliyor...
Referandum için "EVET" diyecek isimler tek tek duyuruluyor...
Yani...
"Ey Millet!.. Sizin kafanız çalışmaz... Siz tercihte yanlışlık yapabilirsiniz... Aman ha şaşırmayın bak sizin sevdiğiniz türkücü teyze de 'Evet' oyu verecek" deniliyor...
Ve...
Şu devasa, 73 milyon nüfuslu ülke işte bu medya ile gidiyor referanduma...
Yani özgür tercih oylamasına...
Allah bu güzelim ülkenin sonunu hayretsin...
Kendi aklıyla düşünen ve sayıları kesinlikle 5 milyonu aşmayan yurttaş; birkaç türkücü, pop şarkıcısı, emekli hâkim, meslekten kovulmuş avukat, görevden alınmış eski savcı ve ekonomik çıkarından başka hiçbir şeyi gözü görmeyen "Gazeteci - Yazar - Televizyoncu- radyocu" ve siyasetçinin yönlendirdiği 40 milyonu kişinin verecekleri oylara göre düzenleyecekler 12 Eylül'den sonraki yaşamlarını...
Tıpkı 30 sene önceki 12 Eylül'den sonra da beş generalin çizdiği rotaya göre düzenlemek zorunda kaldıkları gibi...
adnanberkokan@gmail.com
Artık olmayan bir bankanın ucuz reklâm spotuydu radyolarda:
"Aslında yok birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı bankasıyız"...
Medyamızda birkaç gazete dışında aslında yok birbirlerinden farkları...
Hepsi SÖZCÜ..
Hepsi TARAF...
Bir taraf ne kadar hükümete muhlif kanadın SÖZCÜsü ise, diğeri de Muhalefete muhalefet, hükümete destekten TARAF...
SÖZCÜ'yü elinize aldığınızda birinci sayfa boydan boya Ak Parti ve Başbakan Erdoğan'a "hakaret" veya "iftira" dolu olduğunu görüyorsunuz...
Benim midem kaldırmadığı için SÖZCÜ'yü ancak bir dakika tutabiliyorum elimde...
Okurlarının zekâlarından şüphe ettikleri için olsa gerek, yırtınırcasına ve teknik gerekçe yerine siyasal nefretlerini içeren "Hayır" çağrıları yapıyorlar...
Emin Çölaşan ve Necati Doğru gibi "müzmin Ak Parti ve Erdoğan düşmanı" her yazdıkları yazıyla birinci sayfadan anons ediliyorlar, "Haber" gibi...
Yani...
İçeride onları okumayı düşünmeyenler birinci sayfadan yönlendiriliyor köşelerine...
Ve hemen her yazılarında vıcık vıcık siyaset, hakaret, iftira, önyargı...
Geleyim TARAF, ZAMAN, STAR; Yenişafak ve VAKİT'e...
Hepsi TARAF'ın kötü birer kopyası...
CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu aşağılanıyor, siyasal iktidar ve Başbakan Erdoğan yıldızlaştırılıyor...
Sürekli olarak orduya çakılıyor...
Varsa arada tek tük hırsız, cinsi sapık subay, onlar bulup haberleştiriliyor...
Referandum için "EVET" diyecek isimler tek tek duyuruluyor...
Yani...
"Ey Millet!.. Sizin kafanız çalışmaz... Siz tercihte yanlışlık yapabilirsiniz... Aman ha şaşırmayın bak sizin sevdiğiniz türkücü teyze de 'Evet' oyu verecek" deniliyor...
Ve...
Şu devasa, 73 milyon nüfuslu ülke işte bu medya ile gidiyor referanduma...
Yani özgür tercih oylamasına...
Allah bu güzelim ülkenin sonunu hayretsin...
Kendi aklıyla düşünen ve sayıları kesinlikle 5 milyonu aşmayan yurttaş; birkaç türkücü, pop şarkıcısı, emekli hâkim, meslekten kovulmuş avukat, görevden alınmış eski savcı ve ekonomik çıkarından başka hiçbir şeyi gözü görmeyen "Gazeteci - Yazar - Televizyoncu- radyocu" ve siyasetçinin yönlendirdiği 40 milyonu kişinin verecekleri oylara göre düzenleyecekler 12 Eylül'den sonraki yaşamlarını...
Tıpkı 30 sene önceki 12 Eylül'den sonra da beş generalin çizdiği rotaya göre düzenlemek zorunda kaldıkları gibi...
adnanberkokan@gmail.com