Askeri ortamda Türk medyası nasıldı?

Dün Başbuğ konuştu 190 gazeteci dinlemeye gitti. Ahmet Hakan burdan notlar sundu... Bakın dün gazeteciler neler yapmış?

“Zaman, Vakit ve Taraf’ın da ambargosu kalksaydı” diyor Ahmet Hakan ve askeri ortamdan notlar sunuyor… Ayrıca Hakan, Mehmet Altan’ı görünce kravat taktığına da pişman oluyor…

- (...) Askeri ortamın en neşelisi Yazgülü Erdoğan, en meraklısı Fehmi Koru, en acemisi Nasuhi Güngör, en çok not tutanı Mehveş Evin, en heyecanlısı Mehmet Metiner en girişkeni Serdar Akinan, en yalnızı Emre Aköz, en ağır konuğu Oktay Ekşi, en sıkılganı Ali Bayramoğlu, en itibarlısı Fikret Bila idi.

Hasan Cemal arazide kamuflaj giysisini giymiş komando gibiydi… Yani kendini fazla belli etmemek ve göstermemek için olağan üstü bir çaba sarf ediyordu.

Mehmet Altan’ı gördüm. Kravat takmamış… Benim kravatlı halimeşöyle bir bakan Mehmet Altan , “ Haylazlığa son vermeyen bir yeniyetmenin, ebeveyn zoruyla haylazlığa son vermiş arkadaşına nazire yapması” gibi bir tutum takınmasın mı? Dudaklarına kondurduğu müstehzi bakış, “Bak biz kravat takmadık oğlum” diyordu. O anda kravat taktığıma pişman oldum.

Reha Muhtar, “siyah takım elbise/ beyaz gömlek/ siyah kravat” üçlüsüyle olayı en ciddiye alan gazeteciydi…

"Kültür dünyamızın cumhurbaşkanı" olarak nitelediğimiz Doğan Hızlan, fena halde askeri ortam içinde, Brecht'in "yabancılaştırma efekti" gibi kaldı... Ortamın çelik disiplinine ancak iki saat dayanabilen Doğan Bey, yemeğe kalmadan Harp Akademileri Komutanlığı'nı terk etti...

Ergenekon tutuklusu Mustafa Özbek'in himayesindeki ART Televizyonu'nun bir numaralı yüzü Lale Şıvgın, Harp Akademileri Komutanlığı'nda bir "askeri prenses" havasında dolaşıyordu...

Medyada hakkında yazı yazmadık kimse bırakmayan Oray Eğin, günün en rahat adamıydı... Nasıl rahat olmasın? Kiminle karşılaşırsa karşılaşsın takınacağı tutumda bir değişiklik yapmasına gerek yoktu... Bu arada Oray'ın şıklığıyla da göz doldurduğunu belirtmeliyim...


Peki Ahmet Hakan’ın durumu neydi diyorsanız? Kendi halini de yazdı Ahmet Hakan... Ona göre durumu en fena olan oymuş… Çünkü resmen köşe kapmaca oynamış…İşte Ahmet Hakan şu sözlerle kendi durumunu da birbir anlattı…

(…) Benim durumum ise en fenasıydı: Akif Beki’den kaç, Fehmi Koru’dan kaç, Ruhat Mengi’den kaç… Ondan kaç, bundan kaç… İflahım kesildi vallahi… Bir de “medyada küslük olmaz” derer…