Aşk ve Ceza reklam sektörünü yansıtıyor mu?

Günseli Özen Ocakoğlu, 'Aşk ve Ceza reklamcıları cezalandırıyor mu?' başlıklı yazısına farklı yorumlar alınca, DOR Araştırma'dan dizinin nabzını yoklamasını istedi.

Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni ve Zaman yazarı Günseli Özen Ocakoğlu, 'Aşk ve Ceza reklamcıları cezalandırıyor mu?' başlıklı geçen haftaki yazısına birbirinden farklı yorumlar alınca, DOR Araştırma'dan dizinin nabzını yoklamasını istedi. İşte araştırmadan çıkan ilginç sonuçlar...
  
'Aşk ve Ceza' dedim bir kuyuya taş attım!
 
Geçtiğimiz hafta yazdığım 'Aşk ve Ceza reklamcıları cezalandırıyor mu?' başlıklı yazıma pek çok yorum aldım. Yorumların bazısı, "Evet haklısınız!" derken, bazıları da, "Öyle ilişkiler var ki siz ayakta uyuyorsunuz." diyordu.

Sektörden bir başka dostum da, "Birileri oturup beyin fırtınası yapmış, acaba hangi konu tutar diye bakınca da reklam sektörünün dışarıdan gözüken renkli dünyasına bir çomak sokalım demiştir." diye farklı bir yorum getirdi. Tepkiler muhtelif, üstüne bir de sosyal mecrada Aşk ve Ceza'ya ilişkin epey laf üst üste konunca benim de aklım karıştı. Böyle durumlarda en doğru yol izleyiciye sormaktır. Ben de öyle yaptım ve DOR Araştırma'dan diziyle ilgili bir nabız tutmasını istedim. Şirketin online araştırmasına eşine az rastlanır bir geri dönüşle bir gün içinde 18 bin 483 kişiden cevap geldi.

BAKIN İZLEYİCİ NE DEDİ?

Araştırmaya katılanların yüzde 61'i diziyi izlediklerini söylerken bu oran içindeki kadın sayısı oldukça yüksek. Peki, 'Diziyi beğeniyor musunuz?' sorusuna, yüzde 92'si 'evet' demiş. 'Neden izliyorsunuz?' sorusunun cevabı biraz karmaşık olsa da ağırlıklı olarak, 'Dizinin yayınladığı saatte daha ilginç bir şey olmadığı için.' diyenler yüzde 37, 'Senaryosu için.' diyenler yüzde 17 ve ne tuhaftır ki 'İzlememin sebebini bilmiyorum.' diyenlerin oranı ise yüzde 28. 'Oyuncular için izliyorum.' diyenler yüzde 13'te kalırken 'Yönetmeni gözlemliyorum.' diyenler yüzde 3'te kalmış. Bir tuhaf durum da beğeni oranlarında. İzleme motivasyonunda yüzde 13'te kalan oyuncular, beğeni oylamasında yüzde 40'a yakın bir oran alırken senaryoya bayılanlar yüzde 35. Diziyi beğenmeyenlere neden beğenmediklerini de sormak gerek elbette. 'Senaryoyu beğenmiyorum.' diyenler yüzde 47 ile en büyük dilimi oluştururken, 'Oyuncuları beğenmiyorum.' diyenler yüzde 23. 'Diziyi izlemenizde reklam sektöründeki ilişkileri merak edişiniz ne kadar etkili? sorusuna yüzde 65'e yakını 'Oldukça etkili.' diye hararetle cevap vermiş.

Şimdi sıkı durun! 'Senaryoda anlatılanların reklam sektörünün gerçekliğini yansıttığı konusunda ne düşünüyorsunuz?' sorusuna araştırmaya katılanların yüzde 65'i 'Oldukça gerçekçi.' karşılığını vermiş. Hiç gerçekçi bulmayanlar ise yüzde 2'den biraz fazla. Bu sonuçları reklamcı olmak isteyen gençlerin aileleri tarafından alacakları defans açısından yorumlarsak, durum pek de iç açıcı değil. 'Diziyi seyretmeden önce reklam sektörünü nasıl bilirdiniz? sorusuna gelince; ilgi çekici, renkli, rekabetçi ve özendirici gibi olumlu cevap verenlerle; etik dışı, sahtekar, kandıran gibi olumsuz yanıt verenlerin oranları diziyi seyrettikten sonra da hemen hemen aynı. Değişen tek şey sektörle ilgili bilgisi olmayanların konuya biraz daha yakın durmaya başlamaları. Demek ki dizi reklam dünyasına ilişkin kanaatleri pek değiştirmemiş. Diziyi seyrettikten sonra reklam sektöründe çalışmak ister miydiniz?' sorusu araştırmanın sonunda sorulmuş. Cevap verenlerin yüzde 3'ü zaten reklam sektöründe çalışanlardan oluşurken yüzde 36'sı 'evet', yüzde 40'ı 'hayır', yüzde 21'i ise 'Emin değilim.' demiş. Şimdi bu sonuca bakarak reklam sektöründekilere, bu renkli sektöre girme isteğinin dizi sonrasında azaldığını müjdeleyebilirim. Diziye gelince, senaryodaki ilişkiler giderek kördüğüme dönüşürken ben pes ediyor ve bir süreliğine yurtdışına gidiyorum.

www.marketingturkiye.com - Günseli Özen Ocakoğlu