Asıl büyük hırsızlara bak sen...
SABAH Gazetesi’nin “Akil Adamı” Yavuz Baydar bugünkü yazılarından birinde T24 yöneticisi Doğan Akın’ın bir yazısını yayımlıyor…
GAZETECİLER.COM
SABAH
Gazetesi’nin “Akil Adamı” Yavuz Baydar
bugünkü yazılarından birinde T24 yöneticisi Doğan Akın’ın bir
yazısını yayımlıyor…
Doğan
Akın, şirketlerin gazetecileri seyahatlere
götürmesinin doğru (daha doğrusu ahlâki) olmadığını kendi
gerekçeleriyle anlatıyor…
Gerçi verdiği
örnekler biraz fazla saçma ama
(Hiçbir üçkâğıtçı işadamı, bir bankanın veznedarını davet etmez
çünkü zavallı, bugünkü sistemde yolsuzluk yapabilecek en son
kişidir) olsun; fikir, fikirdir.
Doğan
Akın’ın yazısının ana fikri şu cümlelerinde
yatıyor:
“Diyelim ki gazetecisiniz. Büyük
bir ilaç şirketi, misal, Türkiye'ye domuz gribi aşısı satan
Novartis, sizi üç günlüğüne İsviçre'ye davet etti. 'Neden ben,
neden bedava bir ağırlama' diye sormanız, 'Bunun karşılığı ne
olacak' diye daveti kurcalamanız gerekmez mi?
İşi soru sormak, sorgulamak,
kurcalamak olan gazeteci arkadaş, pasaportunu uzatmadan önce
soruyor musun?”
Yavuz Baydar; "Evet diyenler ses versin” dedikten
sonra devam ediyor.“Daha evvel başkaları da sormuştu. Sorulacak.
Bedeli özel şirketler tarafından karşılanan geziler, özel şirketler
tarafından gönderilen hediyeler, bu meslekte ‘güven’ arayanlara en
çok sıkıntı yaşatan meseledir.”
ın makaleleri ve Doğan Akın’ın
yazısı SABAH’ta, “mini yorum” ise
aşağıda…
Mini Yorum:
Bu, Liberal Kapitalist sistemin
eleştirisidir aslında…
Bu, Liberal Kapitalist sistemde
herkesin “Hırsız, üçkâğıtçı, istismarcı, düzenbaz, cukkacı,
rüşvetçi, beleşçi” olduğunun iddia edilmesidir…
Bu, köhnemiş bir komünist
savdır…
Gördük ki dünyanın en büyük
“Hırsız, üçkâğıtçı, istismarcı, düzenbaz, cukkacı, rüşvetçi,
beleşçi”lerini Komünist Sistem yaratıyormuş…
Eski
Demirperde ülkelerini
hatırlayın…
Halk yokluk içinde sürünürken,
Komünist yönetimin egemenleri zenginlik içinde
yüzüyorlardı…
İşte o yüzden bizzat bir halk
devrimi ile yıkılıp gittiler…
Bir gazetecinin, Bir başka
meslektaşını ufak ya da büyük hediyelerle satışa gelecek kadar
aşağılık olduğunu düşünmesi ne ayıp!..
Sanki bir gazeteci mesleğini
sadece o tür gezilerde istismar edebilirmiş gibi…
Sanki “Dürüst” geçinip de
“Yaptıkları” değil “Yapmadıkları” haberden boğazda yalılarda
oturan, lüke yatlara sahip gazeteci-televizyoncular yokmuş
gibi…
A.B.O.