'Arkadaşım Sırrı'nın arkadaşı değilmişim!'
Taraf yazarı Murat Belge verdiği röportaj sonrası Sırrı Sürreyya Önder ile polemiğe neden olan sözleri için açıklık getirdi...
HER ŞEY O RÖPORTAJLA BAŞLADI
Radikal'den Ezgi Başaran'a konuşan Belge, "Zaten ben bu hükümetten pek bir şey beklemiyorum artık" demiş; Sırrı Süreyya Önder'e oy vermeme gerekçesini ise 'Yetmez ama Evetçiler, ölen adamların ölümünden sorumludur' diyen arkadaşım Sırrı'ya oy vermedim' diyerek açıklamıştı.
SIRRI SÜREYYA'DAN ZEHİR ZEMBEREK YANIT
BELGE O CÜMLE İÇİN ÖZÜR DİLEDİ! |
Murat Belge yazısının girişinde Sırrı Süreyya Önder'in
söylediğini ileri sürdüğü o cümleyi yanlış hatırladığını yazarak
özür diledi. "Sırrı, yazısında belirttiği gibi, telefonla aradı ve böyle bir şey söylemediğini belirtip nereden çıkardığımı sordu. Doğrusu, ben de bunun kaynağını hatırlayamadım. Benim açımdan asıl sorun, onun da böyle konuşanlarla aynı paralelde davranmasıydı. Ama şimdi de bakıyorum, 'ölenlerden onlar sorumludur' dediği bir yazısı yok. Şu halde benim aklımda yer eden şey yanlış. Yanlış bir şey söylemişsen, önce özür dilemek gerekir. Ben de önce bunu yapıyorum." |
BELGE SUSTU TARAF KONUŞTU
Dün ise Taraf'ta, gazetenin yayın koordinatörü Yıldıray Oğur, Hoooop! Bi dakka! başlıklı bir yazı kaleme aldı. Uzun ve sert bir üslupla kaleme alınan yazıda Oğur, Murat Belge adına değilse de gazetesinin yazarını savunmak için kaleme sarılmıştı.
BELGE SUSKUNLUĞUNU BOZDU
Murat Belge sonunda suskunluğunu bozdu. Bugün yazdığı yazısında kendi ifadesiyle "Zorunlu bir cevap" verdi ve "Sırrı Süreyya Önder değer verdiğim bir kişiydi. Ona "arkadaşım" demiştim. Arkadaşı olmadığımı şimdi anlıyorum" yazdı.
"ERGENEKONCU DEMEK AKLIMIN
KIYISINDAN GEÇMEZ"
Sırrı’ya “Ergenekoncu” demek aklımın kıyısından geçmez
(“hayır” demiş daha binlerce kişi için de öyle tabii)
diyen Belge, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama referandumda “hayır” demenin, “hayır” oylarının
sayısını yükseltmiş olmanın, Ergenekon mücadelesi veren kesimin
işine yaradığı, durumun nesnel olarak böyle olduğu, bu sonucu
verdiği kanısındayım.
(...) Yani, daha başka örneklere, alıntılara girmeden, Sırrı’nın o
günlerde başlayan ve bugünlere devam eden tavrında, zaten nicedir
yaşadığımız bu “sol-içi bölünme”de benim olmadığım
cephede olduğunu gösteren epey çarpıcı özellik vardı.
Bunların toplam etkisinde, belki başkalarının söylediği bir şeyi
onun söylediğini sanarak, belki tartıştığı birinin “senin
söylediğin buraya varır” dediği bir şeyi sahiden
söylediğine yorarak, o cümleyi söyledim. Dediğim gibi,
yanlış söylemişim."
ARKADAŞIM DEMİŞTİM AMA
ARKADAŞI DEĞİLMİŞİM!
Belge yazısında Sırrı Süreyya'nın "meğer" arkadaşı
olmadığını ise şöyle yazdı:
"Söylerken, benim Sırrı’yla ilgili şikâyetim, bu tavır
almayı böyle akıldışı bir noktaya vardırmasıydı. Ama Beynelmilel
gibi çok sevdiğim bir filmi yapmış, tanıdığım ve birçok
özelliğinden hoşlandığım, değer verdiğim bir kişiydi. Onun için de,
gene o cümlede, “arkadaşım” demiştim. Nitekim, telefon ederek böyle
bir şey söylemediğini ve düşünmediğini söyleyince, içim
ferahlamıştı. Şimdi onun yazısına bakınca “sömürge aydını” olduğumu
görüyorum. Komünist filan olmadığımı görüyorum, ‘... insanların
onurları ve hayatları üzerine bu kadar keyfî, bezgin, sarhoş
kelâmları eden’ biri olduğumu da görüyorum. “Arkadaşım Sırrı”
demiştim ama kendimin onun “arkadaşı” olmadığımı ayrıca
anlıyorum."