Ardıç’ın hedefinde bugün kim var?..
Hani samimiyetine inanmasak; “Ertuğrul Özkök övdüğü için yaptı bunu. Eğer Özkök eleştirseydi, Ardıç övecekti” bile diyeceğiz…
GAZETECİLER.COM
Engin
Ardıç bugün, komplo teorilerinin ünlü roman
yazarı Dan Brown’a çakmış.
Hani samimiyetine inanmasak;
“Ertuğrul Özkök övdüğü için yaptı bunu. Eğer Özkök eleştirseydi,
Ardıç övecekti” bile diyeceğiz…
Dan
Brown’ın “Arakçı” olduğuna dikkat çeken
Engin Ardıç, yazarın kullandığı hüküm cümlelerini bile
başkalarından arakladığını iddia ediyor.
Engin
Ardıç yazısına, adını vermeden
Özkök’le kafa bularak başlıyor…
Bakın nasıl…
İyi çocuklar soru
sorarlar
Sözlü hukuk imtihanında hoca ile
öğrenciye arasında şu konuşma geçiyor:
“ Dolandırıcılık
nedir?”
“Dolandırıcılık; sizin beni
sınıfta bırakmanızdır efendim.”
“Ukala!.. Bu ne terbiyesizce bir
cevap böyle?..”
“Hukuk kitapları öyle
yazıyor”.
“Arsız, yüzsüz,
edepsiz”
“Efendim, dolandırıcılık, bir
insanın bilgisizliğinden yararlanarak onu zarara sokmak değil
mi?..”
Bu durumda, Dan Brown’ın
bilgisizliğini istismar eden Engin Ardıç ne oluyor?..
|
Dan Brown'un son romanı çarçabuk
dilimize çevirildi ve de yayınlandı... Bir solukta, elinizden
bırakamadan okuyacak ve sonunda... pek de beğenmeyeceksiniz!
"Nerede 'Da Vinci Şifresi', nerede bu?" diyeceksiniz. İngilizce
aslını okuduğumda ben öyle demiştim.
"İyi yazılmış kötü romanlara" yeni
bir örnek...
Hazret kitabının reklamı için
Türkiye'ye geldi (bugüne kadar hiçbir Türk yazarını okumadığını
belirtiyor), "medyamız" da adamın üstüne balıklama atladı
tabii.
Dan Brown gibi işini iyi bilen bir
"piyasa" yazarına "büyük sanatçı" muamelesi edenler, onu yerlere
göklere sığdıramıyorlar.
Bir zamanlar "Sharon Stone'a otuz
santimetre yaklaşabildiği için" heyecanlara kapılmış bir
arkadaşımız, sanki Dostoyevski'yle karşılaşmış gibi, onunla çarşaf
çarşaf bir söyleşi yapmış... (Oysa, "Sharon Stone'u öper misiniz?"
sorusuna, Cem Yılmaz, "ne öpecekmişim, anam yaşında karı, versin on
beş bin dolar öpeyim" şeklinde yanıt vermişti...)
Bu gibi durumlarda "adam yalnızca
o gazeteye demeç vermiş, onları tercih etmiş" gibi bir hava
yaratılması da Babıali geleneklerindendir, yerseniz, oysa adam
hemen herkesle konuşmuştur.
İyi çocuklar soru
sorarlar
Dan Brown'un son romanı çarçabuk
dilimize çevirildi ve de yayınlandı... Bir solukta, elinizden
bırakamadan okuyacak ve sonunda... pek de beğenmeyeceksiniz!
"Nerede 'Da Vinci Şifresi', nerede bu?" diyeceksiniz. İngilizce
aslını okuduğumda ben öyle demiştim.
"İyi yazılmış kötü romanlara" yeni
bir örnek...
Hazret kitabının reklamı için
Türkiye'ye geldi (bugüne kadar hiçbir Türk yazarını okumadığını
belirtiyor), "medyamız" da adamın üstüne balıklama atladı
tabii.
Dan Brown gibi işini iyi bilen bir
"piyasa" yazarına "büyük sanatçı" muamelesi edenler, onu yerlere
göklere sığdıramıyorlar.
Bir zamanlar "Sharon Stone'a otuz
santimetre yaklaşabildiği için" heyecanlara kapılmış bir
arkadaşımız, sanki Dostoyevski'yle karşılaşmış gibi, onunla çarşaf
çarşaf bir söyleşi yapmış... (Oysa, "Sharon Stone'u öper misiniz?"
sorusuna, Cem Yılmaz, "ne öpecekmişim, anam yaşında karı, versin on
beş bin dolar öpeyim" şeklinde yanıt vermişti...)
Bu gibi durumlarda "adam yalnızca
o gazeteye demeç vermiş, onları tercih etmiş" gibi bir hava
yaratılması da Babıali geleneklerindendir, yerseniz, oysa adam
hemen herkesle konuşmuştur.