Ardıç'ın Coşkundan ne farkı var?

"Aptal, hain, satılık, ahlâksız, düzenbaz, sapık" vs. gibi aşağılayıcı sıfatları koymasa yazısının inandırcılığı mı kaybolacak?..

Turgay Ciner, Bekir Coşkun'un kovulmasıyla ilgili şunları söylüyor, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'e...

"üzerimizde Allah var, bu konuda hükümetten bir baskı değil bir telkin bile gelmedi. Bu durum patron olarak benim tasarrufumdur. Basın ilkelerimiz gereği bu arkadaşın işine son verilmiştir. Bekir Coşkun ilk değildir, gelenler gidenler olacaktır her zaman. Bunun hükümetle uzaktan yakından alakası yoktur."

Hatırlıyor musunuz?..
Emin Çölaşan
da Hürriyet'ten kovulduğunda aynı yalana sarılmıştı:
"Beni Tayyip kovdurdu!"..
Peki...
Doğru muydu bu iddiası?..
Hayır...
Çünkü Emin Çölaşan'ın, bazı siyasilere ettiği küfür ve yaptığı hakaretler Aydın Doğan'ın da canına yetmişti...
Aydın Doğan'ın, Emin Çölaşan'ın kaybettiği hakaretler yüzünden ödediği tazminatların tutarı, aynı kişiye bir yılda ödediği telif ücretinin beş-altı katıydı...
Melih Gökçek, Aydın Doğan'dan, Emin Çölaşan adına tahsil ettiği tazminat gelirini fukaralara dağıtmasaydı Ankara'nın en büyük nakit zengini olurdu...

Peki sadece bunlar mı küfür ve hakaret üzerine yazı yazanlar?..
Hayır...
Bir başka yazımda da belirttim...
Bekir Coşkun ve Emin Çölaşan gibi olan çok sayıda yazar var...
Örneğin Hıncal Uluç...
Galatasaray eski başkanlarından Merhum  Özhan Canaydın, "Bunlar beni öldürecekler" dediğinde yanımda en az dört saygın kişi daha vardı...
Ve öldü de sonunda...
Girin arşive ve okuyun bakalım Uluç'un, Canaydın'a ettiği hakaretlere hanginizin yüreği dayanabilir?..

Anlayamıyorum...
Bir yazar, birisini eleştirirken "salak" demese yazısının anlamı mı değişir?..
Ya da "hırt" diye tanımlamasa...
Karalayacağı kişinin adının önüne "aptal, hain, satılık, ahlâksız, düzenbaz, sapık" vs. gibi aşağılayıcı sıfatları koymasa yazısının inandırcılığı mı kaybolur?..

Küfür ve hakaret etmeden yazamayanlardan biri de Engin Ardıç...
Bakın dün neler yazıyor karşıt görüşte olduğu insanlar için...

"Eşek değilsen satır arasını anlarsın..."
Yani...
Satır arasını anlayamadıysan "eşek"sin Engin Ardıç'ın gözünde...

Bu da bir başkası...
Hem de ölmüş bir eski cumhurbaşkanının ardından:
Bakın ne diyor:

"Belki 'ruh sağlığının yerinde olması gerekir' de diyeceklerdir.
Nasıl yani, 'kargalar geliyor' diyerek masanın altına saklanan Fahri Korutürk falan gibi mi?"

Yani, 6. Cumhurbaşkanımız merhum Fahri Korutürk görevi başındayken bunamış(mış)...
Peki doğru mu yazdıkları?..
Değil...
Değil çünkü görevinin son anına kadar mükemmel bir cumhurbaşkanlığı yapmıştı rahmetli...
Peki...
Merhum Cumhurbaşkanı'nın, Ardıç'ın bu makalesini okuyan çocukları, torunları böyle aşağılayıcı bir yazıdan sonra incinmemiş olabilirler mi?..
Elbette incinirler ama Engin Ardıç'ın umurunda mı?..
O alışmış bir kere...
İçinde küfür ve hakaret olmayan bir yazı yazamıyor...

Bakın bu da onun bugünkü yazısından:

"Laf aramızda, Atatürk olsun İnönü olsun, hangi serbest seçimi kazanmışlardı yahu? Ben bilmiyorum, bir hırt çıksın bana öğretsin."

Ben "hırt" olmayı göze alarak çıkıyor ve şöyle diyorum:
"Atatürk ve İnönü'nün çok kanlı geçen bir Kurtuluş savaşından sonra demokrat olacak halleri mi vardı bay zırt!"..

Bugün SABAH'ta 'ın, Ahmet Hakan'a yönelik cevabi bir yazısı var...
Ama...
İçinde tek bir küfür, hakaret yok...
Neden?.
Çünkü Barlas'ın birilerini eleştirirken "küfür ve hakaret" içeren kelimelere ihtiyaç duymayacak kadar derin bir entelektüel birikimi var...
Engin, Barlas gibi gelişim göstereceğine, sokak çocukları gibi değişim göstermeyi tercih ediyor...

adnanberkokan@gmail.com
İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları