Ardıç hükümete çaktı! Yetmedi ağzını bozdu
Sabah yazarı Engin Ardıç yine hayli ilginç bir Pazar yazısıyla dikkat çekiyor. Hem hükümete hem muhaliflerine çakan Ardıç ağzını bozmuş...
Sabah yazarı Engin Ardıç yine hayli ilginç bir Pazar yazısıyla dikkat çekiyor. Sevda Demirel'in sperm bankası aracılığıyla hamile kalması üzerine gündeme gelen tartışmalara dahil olan Ardıç hem hükümete hem de kendisine 'yandaş' diyenlere çakmış. Tek parti döneminden kalan faşizan yasalardan dolayı 'Türk soyunu bozma' gibi akıllara ziyan bir suçun hala yürürlükte oluşunu eleştiren Ardıç hükümetin Demirel hakkında başlattığı incelemeyi de sert şekilde eleştirmiş.
Ardıç yazının sonunu ise çok çarpıcı bir şekilde bağlamış: "Bize "hükümet yandaşı" diyenler de bu yazıyı alsınlar uygun bir yerlerine soksunlar."
Böyle saçmalık olmaz!
Sevda Demirel, çocuk doğurmak için yurtdışında bir
"sperm bankasından" sperm almış, on beş günlük
hamileymiş.
Önce "şansını Kıbrıs'ta denemiş", başaramayınca
Amerika'ya yönelmiş. Orada bu iş tutmuş.
Şimdi buna her türlü magazin zevzekliği edilebilir.
Demek ki memlekette delikanlı kalmamış, denebilir.
Hayırlı bir kısmet bir türlü çıkmamış ki kızcağız başka çare
bulamamış, denebilir.
Ununu eleyip artık eleğini asmış, durmaya oturmaya karar vermiş de
denebilir.
Cem Yılmaz sululuğu yapılıp, "ortaya karışık mı yaptırmış,
yüz gram zenci, elli gram bilim adamı" falan diye de
sorulabilir.
Gerçek şu ki, Sevda Hanım'ın ne yaptığı ne ettiği bizi hiç mi hiç
ilgilendirmez. İsterse şarkı söyler, isterse poposunu açar, isterse
tesettüre girer, isterse evlenir, isterse boşanır, dilerse
"Konyalı'dan on beş çocuk doğurur"...
İşin bu yanını, gençleri balkonda öpüşürken ya da kızları mayoyla
denize girerken "yakalayan" zeki arkadaşlarımız
düşünsünler.
Fakat Sevda Hanım hakkında "inceleme
başlatılırsa", haa bakın o zaman devreye gireriz.
İncelemeyi başlatan, Sağlık Bakanlığı.
Hani şu çok demokrat hükümetimizin bakanlığı.
Gerekçe de, "Türk soyunun bozulması"
tehlikesi!
Bu konuda bir yönetmelik varmış.
Yuh.
Sperm bankasından hamile kalanlar hapis cezasıyla
yargılanabileceklermiş. Hem de bir yıldan üç yıla kadar.
Çünkü, elin bankasından ne idüğü belirsiz sperm alıp da kukuna
sokarsan "Türk soyu bozulurmuş"...
Türk olmayan bir erkekle yatmak serbest, "nikâhsız
oturmak" serbest, ondan çocuk doğurmak da serbest, ama
işin içine "banka" girmeyecek. Çünkü
"nesep gayrı sahih"...
Ama ya o bankanın "mevduat sahipleri" arasında
Türkler de varsa? Bu bilinemiyor.
Bu yönetmelik "dini nedenlerle" falan mı
çıkarılmış? ("Dinci" ya bunlar...)
Yok efendim, "ırkçı" nedenlerle çıkarılmış.
Aman, o kuyruklu yaratığın babası gider elin Çinli'si falan
çıkar... Zenci çıkar... Allah korusun ya bir de Rum çıkar, Ermeni
çıkarsa?...
Irkımız bozulur.
Irkımız, 1932 yılında toplanan Türk Tarih Kongresi kararları
uyarınca, "uzun boylu, sarışın ve mavi gözlüdür"
efendim.
Evvelce de belirttiğim gibi, hiç ağzınızı açmayınız, çünkü işbu
kongre Atatürk devrinde toplanmıştır.
Gerçi Sevda Demirel uzun boylu olmasına uzun boylu ama, esmer bir
kız. İri göğüslü, iri kalçalı. "Türk tipine" zaten
uymuyor. Türk kadınının memesi ayva, poposu elma gibi olur
maşallah. "Selülit" de uzaylılara mahsustur.
Üstüne üstlük, bir de bankayla çalışıyor...
Hani elden bozdursa neyse ne de, ne işi var banka şubesinde? Hanım
hanım, su parası mı yatırıyorsun, havale mi gönderiyorsun, kredi
kartı ekstresi mi ödüyorsun?
Fakat ne yazık ki döviz büfesi benzeri bir "sperm
büfesi" de henüz icat edilmedi. (Zevzeklikleri duyar
gibiyim: -Bana bir çift kaşarlı, bir Goralı, bir de spermli...
-Isıtayım mı abla?... -Yok, paket yap, evde sevişeceğim...)
Gırgırı bırakalım.
Bu dangalak yönetmelik derhal yürürlükten kaldırılmalıdır.
Hükümetler, kimin kiminle yatıp kiminle kalktığına, kimin nasıl
gebe kaldığına karışamazlar. Karışmamalıdırlar.
Irkçı tek parti yönetimi kafasıyla hazırlanan bu tür saçmalıklar bu
hükümetin utancı olsun.
Bize "hükümet yandaşı" diyenler de bu yazıyı
alsınlar uygun bir yerlerine soksunlar.
Aman ha, oraya değil... Ben bankacı değilim.