Ardıç: 'Hayır' pusulası bok rengi olacak
"Evet" oyları beyaz olacakmış, "hayır" oyları kahverengi. İsterseniz, bok rengi de diyebilirsiniz.
Yahu ne olursunuz bana "Taktın şu Engin Ardıç'a" demeyin...
Vallahi takmış değilim, billahi takmış değilim...
Ekmek musaf çarpsın kendisiyle bir alıp veremediğim yok...
Yok ama işim bu...
Medyada nerede abukluk varsa ben orada olmalıyım...
Yoksa işimi yapmış olamam...
Yüreğinin rengi |
Bugün referandum
günü değil, seçim yasakları henüz başlamadı, biz yazabiliriz. Pek
pek hanım evlatları ve de muhallebi çocukları "avvv, hangi
kelimeyi kullanmış" şeklinde bayat bir ikiyüzlülük
sergilerler, o kadar. Efendim, oy pusulalarının rengi meselesi... "Evet" oyları beyaz olacakmış, "hayır" oyları kahverengi. İsterseniz, bok rengi de diyebilirsiniz. (Çok utanıyorsanız "b.k" yazayım da içiniz rahatlasın, çoluğuna çocuğunuza da gönül rahatlığıyla gösterebilirsiniz, çünkü böyle bir kelimeyi okulda ya da sokakta hiç duymamıştır yavrucak, Engin amcasından öğrenmesin...) Engin Ardıç'ın yazısının tamamını |
Hem; referandumda "Hayır" yazan pusulaların renginin "bok"a benzemesini isteyen bir adama çakılır be annem!..
Hani insan her dakika aynaya boksa yine de gözleri kararıp "bok" görmez...
Bu nasıl bir kafadır ki aklını "bok"la bozmuştur...
Aha şuraya yazıyorum...
Engin Ardıç ve benzeri yandaş köşe yazarları "Hayır" oyu verecekleri biraz daha aşağılasınlar...
Ve...
Sandıktan "hayır" oylarının daha fazla çıkmasını isteyenler ekranda hiç bir şey söylemeyip sadece başta Engin olmak üzere benzerlerinin "Hayır" oyu verecekler için yazdıklarını okusunlar yeter!..
Eğer referandum sonuçları "Hayır" çıkmazsa Engin gibi olayım...
(Ara not: Referandumda "Evet" oyu vereceğimi çok daha önceden açıklamıştım, niçin "Evet" diyeceğimi de gerekçeleriyle yazacağım. A.B.O).
Ancaaakkk...
Bu arada ben size asıl felâketi söyleyeyim...
Ne mi?..
Buyurun okuyun lütfen...
Fakir;
2003’te Siirt seçimleri iptal edildiğinde itiraz
etmiş, YSK’nın kararını eleştirmişti…
Çünkü:
YSK üyesi hâkimler,
demokrasimiz için çok tehlikeli bir yol açmışlardı…
Çünkü köyün hepsi o
seçimde bir tek partiye (hangisi olursa olsun) oy verseydiler de
sonuçlar değişmiyordu...
Ama…
Yargının kararını
istismar edecek bir yol açılıyordu…
Hem de bizzat yargı
tarafından…
Nasıl mı?..
Şöyle:
Referandum sonuçları iptal edilecek...
Muhalefet partileri ve
hatta kesinlikle iktidar olacağının hesabını yapan bütün partiler
diledikleri ilde (hatta her ilde en az bir köyde) köy
halkına baskı yapacak tek bir oy bile kullanılmasına izin
vermeyecekti…
Bunarı yazdığım ve
hatırlattığım, (eşeğin aklına karpuz kabuğunu düşürdüğüm için)
eleştirildim…
En başta da yazdığım
gazetenin patronajı ve ailesi tarafından uyarıldım(!)…
Onlara göre,
Erdoğan’ın milletvekili olmasını
istemiyordum…
Oysa hiç ilgisi olmayan
bir vehimdi onların ki…
Benim itirazım gelecekle
ilgiliydi…
Ondan sonra yapılan
seçimlerde hiçbir parti o yöntemi kullanmadı…
Ama..
Bu kez durum
bambaşka…
Bu kez çok tehlikeli bir
referandum süreci yaşayacağız…
Çünkü...
BDP,
2002’de, Ak Partili uyanıkların
yaptığını yapacak, bölgedeki her kentte en az bir köyde sandığın
bomboş kalmasını sağlayacaktır…
Daha önce bana,
“sandık yetkilileri gider en az bir köylüyü elinden tutar
getirir veya referandumda 'Evet' oylarının daha fazla çıkacağından
emin olan iktidar partisi sandık görevlisi oy kullanır!"
diye itiraz edenlere hatırlatırım:
Bu referandumda o
dediğiniz olmaz…
BDP
istemezse bazı köylerde hiç kimse oy kullanamaz…
Bakın,
“Kullanmaz” demiyorum…
“Kullanamaz”…
Çünkü…
Dünyada insanın veya
ailesinin canından daha değerli hiçbir şey olamaz…
Ben
Siirt’in Pervari ilçesine bağlı
Doğan köyünde nasıl olup da bir sandık
görevlisinin bile oy kullanmadığını sorduğumda dostumdan aldığım
cevap tüylerimi diken diken etmişti o gün:
“Sıkıysa
kullansaydı... Bütün sülâlesini kuruturlardı!”…
Peki o sandığı boş
bırakan kimdi?..
O gün bu soruyu sorduğum
halde tek bir savcı soruşturma cesaretini
gösteremedi...
Şimdi referandum için
gidiyoruz sandığa..
Ve..
BDP’nin
bölgede mutlak egemen olduğu bir süreç yaşayacağız…
Referandumdan sonra,
3 Kasım 2002'de genel seçim çerçevesinde yapılan
Siirt seçim sonuçlarının tek bir köyde oy sandığının boş
çıkması yüzünden iptal edilmesi istismar
edilecek…
O gün
YSK'nın, Erdoğan’ın milletvekili
seçilebilmesi için göze aldığı yargı kararı yanlışlığı başımıza
büyük belâ açacak…
Sürekli iptal edilen
referandum sonuçlarıyla karşı karşıya kalabiliriz…
Düşünün…
Diyarbakır, Van,
Bingöl, Bitlis, Batman, Siirt, Muş, Şırnak, Hakkari, Ağrı
başta olmak üzere bazı batıdaki kentlerin de en az bir köyünde hiç
oy kullanılmaması sağlandı…
Ne olacak?..
O bir tek sandık sonucu
değiştirmese bile seçimler iptal olmayacak mı?..
Deyin ki bu
YSK sonuçları iptal etmedi..
Peki siz sanıyor musunuz
ki birileri çıkıp da Siirt seçimlerini iptal eden
YSK üyeleri hakkında şikâyetçi
olmayacak…
Ya da onlar haklıysa
bugünküler şikâyet edilmeyecek?..
Ve referandum o illerde
bir türlü bitirilemeyecek…
Bitirilemediği için de
sonucu tescil edilemeyecek?..
Ahhh Tufan
Algan ahhh!..
O gün bana çok kızmıştın
biliyorum…
Kim bilir beni şikâyet
edenlerden biri de sendin belki…
Ama buyur
işte...
O gün açtığın yol
önümüzdeki referandumda kesinlikle kullanılacaktır…
adnanberkokan@gmail.com