Aptallar sizi! Bir ironiyi bile anlamadınız!
Engin Ardıç ironi yapmış ama cümle alem geri zekalı olduğu için anlayamamış...
GAZETECİLER.COM - Engin
Ardıç'ın klasik taktiği... Kaleminin
uçkuruna hakim olamaz, tepki alınca da "ironi
yaptım siz aptalsınız"a yatar...
Yine aynısı...
Hiiiiç şaşırmadık.
Tıpkı gündeme gelmek için çıkıntılık yapıp da onu gündemimize aldığımız anda "bize tu kaka" demeyi adet edinmesi gibi..
Neyse söz anlayana gereklidir.
Biz gelelim Ardıç Kuşu'nun "geri vites" yazısına...
Yazısının sonundan başlayacağız. Ergun Babahan'ın dünkü atışına malum üslubu ile yanıt vermiş.
Demiş ki;
"Erguncuğum, sen de bu gazetenin yöneticilerine vurmak için beni kullanmaya çalışma lütfen. Kuyruk acını kendi kendine dindir, ben ağrı kesici değilim."
APTALLAR!
Şafak Pavey için "hem özürlü hem CHP"li diyen Engin Ardıç bu yazısını cümle alemin yanlış aldığı iddiasında. O aslında İRONİ yapmış ama onun bu esprisini algılayacak onun zekasında "bir akıllı" çıkmamış.
Bir cümlelik ironisi 3 yazılık izahata muhtaçsa, Allah bizi tamamı ironi olan yazılarından korusun!
Buyrun vaktiniz varsa Ardıç'ın bahanesini okuyun;
"Bir şeyi, alaycı bir tavırla tabii, "söylemek istediğinin tam tersini söyleyerek" ifade etmektir. Bir söz sanatıdır. Örneğin, "Kılıçdaroğlu ne büyük bir muhalefet lideri" derseniz, ironi yapmış olursunuz...
Fakat, ironinin yerini bulabilmesi, yaptığınız esprinin geçmesi için "muhatapta asgari bir zekâ seviyesi" aranır elbette...
(...) Bir de, aptal olmaman. Elbette, bir sözün "tırnak içinde tekrar tırnakla" yazıldığı zaman bununla ne yapılmak istendiğini algılayabilecek kadar da temel eğitim... Kimi zaman ironinin aptallar tarafından da anlaşılabilmesi ve başını derde sokmamak için cümlenin sonuna ayraç içinde bir ünlem işareti konur. Yani şu: (!)... Fakat o zaman da esprinin tadı kaçar. "Espri yaptık ha, yanlış anlamayın" diye bağırmanın keyfi yoktur. Bir şeyi insanların kafasına vura vura anlatmak yazarlıkta pek makbul bir teknik değildir.
Yazının devamı için tıklayın
Yine aynısı...
Hiiiiç şaşırmadık.
Tıpkı gündeme gelmek için çıkıntılık yapıp da onu gündemimize aldığımız anda "bize tu kaka" demeyi adet edinmesi gibi..
Neyse söz anlayana gereklidir.
Biz gelelim Ardıç Kuşu'nun "geri vites" yazısına...
Yazısının sonundan başlayacağız. Ergun Babahan'ın dünkü atışına malum üslubu ile yanıt vermiş.
Demiş ki;
"Erguncuğum, sen de bu gazetenin yöneticilerine vurmak için beni kullanmaya çalışma lütfen. Kuyruk acını kendi kendine dindir, ben ağrı kesici değilim."
APTALLAR!
Şafak Pavey için "hem özürlü hem CHP"li diyen Engin Ardıç bu yazısını cümle alemin yanlış aldığı iddiasında. O aslında İRONİ yapmış ama onun bu esprisini algılayacak onun zekasında "bir akıllı" çıkmamış.
Bir cümlelik ironisi 3 yazılık izahata muhtaçsa, Allah bizi tamamı ironi olan yazılarından korusun!
Buyrun vaktiniz varsa Ardıç'ın bahanesini okuyun;
"Bir şeyi, alaycı bir tavırla tabii, "söylemek istediğinin tam tersini söyleyerek" ifade etmektir. Bir söz sanatıdır. Örneğin, "Kılıçdaroğlu ne büyük bir muhalefet lideri" derseniz, ironi yapmış olursunuz...
Fakat, ironinin yerini bulabilmesi, yaptığınız esprinin geçmesi için "muhatapta asgari bir zekâ seviyesi" aranır elbette...
(...) Bir de, aptal olmaman. Elbette, bir sözün "tırnak içinde tekrar tırnakla" yazıldığı zaman bununla ne yapılmak istendiğini algılayabilecek kadar da temel eğitim... Kimi zaman ironinin aptallar tarafından da anlaşılabilmesi ve başını derde sokmamak için cümlenin sonuna ayraç içinde bir ünlem işareti konur. Yani şu: (!)... Fakat o zaman da esprinin tadı kaçar. "Espri yaptık ha, yanlış anlamayın" diye bağırmanın keyfi yoktur. Bir şeyi insanların kafasına vura vura anlatmak yazarlıkta pek makbul bir teknik değildir.
Yazının devamı için tıklayın