"Anneme Sabah'ta çalışırken 'kahraman' Sözcü'de çalışırken 'hain' dediler"
'FETÖ' operasyonu düzenlenen Sözcü gazetesinin İnternetten Sorumlu Müdürü Mediha Olgun'un oğlu Arda Karaca annesinin masasında konuştu...
19 Mayıs'ta düzenlenen 'FETÖ' operasyonuyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanan sozcu.com.tr'nin İnternetten Sorumlu Müdürü Mediha Olgun'un oğlu Arda Karaca annesi hakkında konuştu.
24 yaşındaki Karaca, "Annem gazeteciliğe aşık bir insandır, tek bir siyasi haber yapmamıştır, onun gazetecilik anlayışı objektiflik üzerine kuruludur" dedi. Annesinin hem Sabah'ta hem Sözcü'de çalıştığını söyleyen Karaca, "Sabah'ta çalışırken kahraman, SÖZCÜ'de çalışırken hain olamaz ki insan. Benim annem yine aynı ama nasıl olduysa tutuklandı. Yine ben göremiyorum annemi" ifadesini kullandı.
Annesinin masasında Sözcü'den Özlem Gürses'in sorularını yanıtlayan Karaca'nın yanıtları şöyle:
-Arda'cığım merhaba, Mediha Olgun'un oğlusun sen, zaten
tek evladı var. Kaç gün oldu ayrısınız?
Bir hafta gözaltında kaldı, 8 gün kadar oldu tutuklu.
Gözaltındayken sadece avukatlar aracılığı ile irtibat kurabildik.
Hiç görüşmedik… Tutuklandıktan sonra da bir kere kapalı görüşe
gittim, 45 dakika.
– Gözaltına alındığı sabah evde miydin
?
Evet. Kapı çaldı sabah 7 sularında, annem zaten uyanmamıştı.
Delikten baktım, 4 tane erkek bir tane de kadın gördüm kapıda.
Açtım tabii kapıyı. Bana kimliklerini gösterdiler, arama kararımız
var dediler.
– Nasıl bir şey arama?
Evi bayağı bir aradılar, odalara bakıldı, çekmeceler açıldı. O
sırada biz de mümkün olduğu kadar olayı anlamaya çalıştık. Hatta
sorduk “aradığınız özel bir şey varsa biz verelim” dedik.
– O sırada annen ne diyordu
sana?
“Sakin ol” diyordu sadece. En başta arama diye girdiler, sonra
gözaltı olacağını söylediler.
– Bir gazetecinin oğlu olmak zor
mu?
Zor gerçekten de. Ve sadece “muhalif” denilen bir gazetede değil,
annem Sabah'ta da çalıştı yıllarca. Hani iktidara yakın diye
düşünülebilir ama o gazetedeyken de zordu. Muhabirlik yapan
insanın, sahada çalışan insanın yakınları her zaman endişelidir,
çünkü nerden ne geleceğini bilemiyorsun.Çok küçük yaştan beri hep
aynı şeyler… Mesela biz Adanalıyız ve annem orada bir yerel TV'de
çalışıyordu, ben küçüğüm, bir cezaevi isyanı hatırlıyorum, annem
oraya da gitmişti haber yapmaya. Çok korkmuştum, sabaha kadar
uyuyamamıştım, TV'lere bakmıştım hep bir şey olmasın diye… Ama
dönüm noktası Mavi Marmara olayıydı.
– O sırada annen Sabah'ta
çalışıyordu…
Evet, hatta ben gitme dedim. Ama o “Ben oradaki çocukların
mutluluklarını görüp bunu dünyaya gösteremeyeceksem benim gazeteci
olarak çalışmamın ne anlamı var?” dedi. Ablukayı bir şekilde
delebileceğini düşünüyordu. Bu Mavi Marmara olayından sonra
konuştuk tekrar. Çünkü bizim için çok kritik bir noktaydı artık o.
Çatışmanın ortasında kaldı ve yaralandı. O zaman Sabah'takiler bize
sahip çıktı. Eve dönebildiğinde konuştuk ve annem çok sevdiği halde
muhabirliği bıraktı. Ben de SÖZCÜ'de artık ofiste olmasından
mutluydum. Bu sefer de Sorumlu Müdür meselesi gündeme geldi, ben
dedim ki “olma Sorumlu Müdür, burası Türkiye, ne kadar az sorumlu
olursan o kadar az başın ağrır…” O da dedi ki “imzalı haberlerden
ben mesul değilim, imzasız haber de SÖZCÜ'de çıkmıyor”. Ne dersiniz
bunun üzerine…
– Sabah'tayken kahramandı annen…
Annem gazeteciliğe aşık bir insandır, tek bir siyasi haber
yapmamıştır, onun gazetecilik anlayışı objektiflik üzerine
kuruludur. Hep buna inanan bir insandı, herhalde türünün de tek
örneği idi, hem Sabah'ta hem SÖZCÜ'de çalışan bir gazeteci. Çünkü o
hep haber peşinde koşmuştur, siyaset onu ilgilendirmez. Mahkeme
kararında anlaşıldı ki sadece bir internet haberi için yapılıyor
bunlar… Sabah'ta çalışırken kahraman, SÖZCÜ'de çalışırken hain
olamaz ki insan. Benim annem yine aynı ama nasıl olduysa
tutuklandı. Yine ben göremiyorum annemi…
Annesinin masasında konuştu
Arda, annesinin masasında yaşadıklarını Özlem Gürses'e anlattı.
Arda, Türkiye'den ve toplumdan beklentisini şu sözlerle açıkladı:
Yasayla da suçsuzluğu belli olan insanlara karşı bir vicdan
bekliyorum. Toplum olarak birleşip ‘Bu haksızlıktır'
diyebilmeliyiz. Bu ülkenin adaletine inanıyorum. ”