Ankara olup bitenin farkında! 'Erken seçim' diye bağıran olursa sizi şaşırtmasın!
Birçok kişinin darbe söylentileri ve ona paralel siyasi çıkışların nedenini merak ettiğini söyleyen Sabah yazarı Mahmut Övür zamanlamaya dikkat çekti.
Son günlerdeki tartışmalar kafaları karıştırmaya devam ediyor. Sabah yazarı Mahmut Övür de yaşananları bir bir hatırlattı ve "Sanki bir yerden düğmeye basılmış gibi içeride ve dışarıdaki tüm Erdoğan karşıtları birden harekete geçti." diye yazdı.
Eski Cumhurbaşkanı Gül'ün de ilk kez sahneye çıkıp yüksek sesle konuştuğunu söyleyen Övür, zamanlamanın manidar olduğunu belirtti.Bir sonraki süreçte 'erken seçim' konusunun gündeme getirilmesine şaşırmamak gerektiğini belirten Sabah yazarı, Ankara'nın da olup bitenin farkında olduğunu ifade etti.
Kim, neden, niçin konuşuyor?
Siyasi kulisler de sokaktaki insan da son günlerde üst üste
gelen darbe söylentilerini ve ona paralel siyasi çıkışların
nedenini merak ediyor.
Nasıl etmesin ki, sanki bir yerden düğmeye basılmış gibi içeride ve
dışarıdaki tüm Erdoğan karşıtları birden harekete geçti.
Şu tabloya bakın... ABD derin aklının düşünce kuruluşu Rand
Corporation "Ordu içinde orta kademe askerler rahatsız" diyerek
darbe ihtimalini ortaya attı.
Onu eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, "Siyasi ayak
araştırılmalı" sözünü bahane ederek Meclis'i ve AK Parti'yi
suçlayan çıkışı izledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise işi zıvanadan çıkartarak
"FETÖ'nün siyasi ayağı Erdoğan" diyerek gerilimi en üst noktaya
taşıdı.
Hatta bununla da yetinmedi, adeta keyif alırcasına gülümseyerek,
Türkiye'nin İdlip'deki durumuyla ilgili şu dehşet sözleri söyledi:
"Şimdi İdlib'de sıkıştılar. Sağa dönüyorlar olmuyor, sola
dönüyorlar olmuyor. Hâlâ asacağız, keseceğiz diyorlar"
Zamanlama manidar
Tablonun tek eksiği "siyasi kararsızlığı" ile tanıdığımız eski
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'dü. İlginçtir bugüne kadar net
konuşmayan, sorulan sorulara kaçamak cevaplar veren Gül, ilk kez
sahneye çıkıp yüksek sesle konuştu. Peki, ne oldu, 2014 yılına
kadar Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan Gül, sahneye çıkıp, "Suriye
meselesinde yanlışlar yapıldı, S-400 yanlıştı, Türkiye yalnızlaştı"
gibi Kılıçdaroğlu'nu aratmayan açıklamalar yaptı. İnsan düşünmeden
edemiyor; Acaba birileri sinyal mi verdi?
Zamanlamaya bakar mısınız? Türkiye, İdlip'de ve Libya'da Rusya,
İsrail, ABD ve bazı AB ülkelerinin kumpasıyla karşı karşıyayken,
içeriden birileri çıkıp sevinç çığlıkları atıyor, birileri de çıkıp
eski defterleri açıyor.
Zamanlama ekonomi açısından da manidar. Çünkü bütün kuşatmalara,
kriz tellallarına rağmen ekonomide "iyileşme" işaretleri
birilerinin uykusunu kaçırabilirdi. Daha önemlisi, Çin'in
sarsılması, AB ülkelerinin resesyona girme ihtimali Türkiye
ekonomisinin şansını artırır ve bütün hesapları bozardı.
Anlayacağınız dışarıdakilerle içeridekilerin telaşı boşuna
değil.
Bir adım sonra erken seçim
Bugün ortaya çıkıp, ülkenin yaşadığı küresel kuşatmaları, siyasi
gel gitleri, ekonomik sıkıntıları kendi siyasi gelecekleri uğruna
derinleştirmek isteyenler, bir süre sonra "erken seçim" diye
bağırırlarsa hiç şaşırmayın.
Son iki gündür Ankara'nın bu süreci nasıl izlediğini gözlemlemeye
çalışıyorum. Siyasilerle de askerlerle de konuştum. Doğrusu Ankara
olup bitenlerin farkında... Kimin neden konuştuğunu, karın
ağrılarını, hatta futbolu bile kaos planları için kullanacaklarını
iyi biliyor.
Onlara en net cevabı, hedefe koydukları isim Başkan Erdoğan,
Türkiye'nin son 10 yılda yaşadığı kuşatmalara dikkat çekerek
veriyordu:
"Gezi'den Suriye'ye kadar uzanan bu saldırı zincirinin hedefi,
doğrudan Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütünlüğü, Türk milletinin
birliği, beraberliği, kardeşliğiydi. Milletimiz müsterih olsun.
(...) Türkiye, İdlib konusunda kendi harekat planlarını uygulamak
üzere her türlü hazırlığını yapmıştır. Her operasyonda olduğu gibi
bu konuda da 'Bir gece ansızın gelebiliriz' diyoruz. İdlib
Harekatı, bir an meselesidir. Ülkemizin bu konudaki kararlılığını
hâlâ anlamamış olan rejime ve onu cesaretlendirenlere İdlib'i
bırakmayacağız."