Amma attın ama Aslı...
Aslı’nın “Kadınlar solcu sever” iddiasını okuyanlar da 3.5 milyar kadın üzerinde araştırma yapıldığını zannedecek…
GAZETECİLER.COM - ÖZEL ANALİZ
YAKUP
MURAT
Aslı Aydıntaşbaş “İyi gazeteci” mi?..
Aynen öyle…
“Temiz ahlâklı, yüce vicdanlı” bir entelektüel mi?..
Öyle görünüyor…
Mübalâğayı sever mi?..
Bir konuyu fazla abartır mı yani?..
Entelektüel diliyle sorayım; egzajere eder mi?..
Evet…
Belli ki öyle…
Yani…
Mübalâğacı…
Bir şeyi abartmakta usta…
Egzajerede sınır tanımıyor…
Nereden mi çıkardım?..
“Kadınlar solcu sever” diye bir “kuram” üretti de ondan…
* * *
Aslı’nın “Kadınlar solcu sever” iddiasını okuyanlar da 3.5 milyar kadın üzerinde araştırma yapıldığını zannedecek…
Ve…
3.5 milyar kadın “solcuları mı seversiniz sağcıları mı?” diye sorulduğunda…
Eller çırpılmış…
Ayaklar yerden kesilmiş…
Veeee…
Hepsi birden havalara sıçrayıp ”solcuları severiz” diye haykırmış…
Oysa yok böyle bir şey…
Aslı kardeşim atmış…
Yani abartmış…
Yani dibine kadar mübalağaya dalmış…
Egzajere etmiş yani…
* * *
Çünkü…
Öyle kadınlar tanıdım ve tanıyorum ki, “üçkâğıtçı” deyin kızmaz…
Üçkâğıtçılığı “zekâsına övgü” olarak kabul edebilir…
Üçkâğıtçılık gibi “yasa dışı” bir eylemi bile “yaratıcı zekâlılık” diye tanımlayabilir…
Ama…
“Solcu” dediniz mi, “ben o kadar yobaz mıyım?” diye üzerinize yürür…
“Ben o kadar köhne bir zihniyete mi sahibim?” diye sitem eder en azından…
Veya “hadi canım sen de” der zekice bir gülümsemeyle… “Ben, solcu olacak kadar kafayı yemedim henüz…”
* * *
İşte o nedenledir ki…
Aslı’nın “Kadınlar solcuları sever” demesi milyonlarca “aklı başında” kadına hakarettir…
Haaaa…
Aslı, “bazı (Ya da kadınların çoğu) solcuları sever” deseydi kabul edilebilirdi…
O da bir “Kural” değil “İddia” olurdu sadece…
Neden “Bazı” deseydi?..
Ya da niçin “bazı” demeliydi?..
Çünkü…
28 Şubat sürecinde Vakit Gazetesi (Bugünkü Akit.), Aslı’nın yaptığının benzerini yaptı…
Nasıl mı?..
Kısaca anlatayım…
* * *
Vakit yazarlarından biri, dönemin generallerini aşağılamak, hakaret etmek için “Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke” diye yazdı köşesinde…
Aralarında eski 4 kuvvet komutanının da bulunduğu 312 general Vakit aleyhinde tazminat davası açtı…
Ve…
Vakit gazetesi tam 624 bin lira tazminat ödemeye mahkûm oldu…
Oysa…
Yazar, “bazı generaller” deseydi generaller dava açsalar bile talepleri reddedilecekti…
* * *
Demek istemem o ki…
Bazı kadınlar, dünyada sadece Kuzey Kore ve Küba’da (Orada da çökmek üzere) uygulanan solculuğu kabul edip dava açsalar ve “bizlerin köhnemiş bir zihniyete esir olmuş erkekleri beğendiğimizi, sevdiğimizi söylemek bize hakarettir” diye dava açsalar Aslı kaybeder…
* * *
Pekiii…
Aslı bu lâfı durduk yerde mi etmiş?..
Hayır…
Tarık Akan’ın “Solcu” olduğu için kadınlar tarafından sevildiği tezinden hareketle genele varmış…
Yani…
Yeşilçam’ın gelmiş geçmiş “en yakışıklı, en güzel gözlü, en güzel yüzlü, en güzel gülen”…
Ve…
“En çok ödül sahibi” aktörünün kadınlar tarafından, “solcu” olduğu için sevildiğini iddia etmiş…
Çünkü…
Kadınlar solcuları severmiş…
Yani…
Ve Aslı’ya göre…
Tarık Akan Yeşilçam’ın gelmiş geçmiş “en yakışıklı, en güzel gözlü, en güzel yüzlü, en güzel gülen, en çok ödül sahibi” aktörü olduğu değil, “Solcu” olduğu için seviliyormuş kadınlar tarafından…
B a ba ba ba…..
Amma atmış ha….
* * *
Bak Aslı…
Öncelikle kabul etmelisin ki Tarık merhum (Senin ve sizlerin bildiği gibi) “Solcu” değildi, olamazdı da...
Tarık “Solcu” değil hümanistti…
Tarık “Solcu” değil, demokrattı…
Tarık “Solcu” değil devrimciydi…
Amman ha!..
Sakın “her devrimci solcudur” deme…
Humeyni solcu muydu?..
Ve…
Tarık “Solcu” değil olsa olsa liberal sosyal demokrattı…
Çünkü…
Ve…
Tarık “Solcu” olsaydı eğer…
Solcuların nefret ettikleri “Özel Okul” sahibi olur muydu?..
Olabilir miydi?..
O yüce vicdanı…
O temiz fikrî ahlâkı buna izin verir miydi?..