Amerikan basınının Türkiye'yle derdi ne? Chomsky açıkladı!

Amerikan basını neden Türkiye'nin aleyhine yazıyor? Chomsky bu soruya bakın nasıl cevap verdi?

Chomsky, Amerikan basınında özellikle son dönemde Türkiye'yle ilgili çıkan olumsuz haberlerin sebebini: " Türkiye ABD'yi dinlemediği için Amerikan basını Türkiye aleyhine yazıyor" diyerek açıkladı. 

T24'ten Mine Gencel Bek'in Chomsky'le yaptığı röportajda Amerikan medyası ve Türkiye ile ilgili dikkat çekici iddialar bulunuyor. Tezkerenin çıkmasına karşın Türkiye'nin IŞİD'le mücadele konusunda çekimser durduğunu söyleyen Chomsky, bu nedenle Amerikan medyasının hedefi olduğunu söyledi.

İşte o röportajdan çarpıcı satır araları:

- Türkiye ABD medya gündeminde pek fazla yer almıyor. Gezi protestoları ya da Soma’da madencilerin ölümü gibi çok büyük olaylar ya da trajediler dışında.

Sadece Türkiye değil hiçbir ülke haber olmuyor burada zaten.

- Ama yine de Çin, Hindistan, Brezilya Türkiye’ye oranla daha çok haber oluyor.

Birkaç yıllık New York Times arşivlerini taradım. İsrail çok haber oluyor. Ancak ‘ABD’nin çıkarı’ söz konusuysa diğer ülkeler haber oluyor. Türkiye’nin haberleştirilmesi ise oldukça ilginç bir durum sergiliyor.

- Bugünlerde CNN ‘Türkiye nerede?’ sorusunu soruyor. ‘Biz yıllardır ekonomik, askeri yardım yapıyoruz. Nerede Türkiye? Bu savaş zaten onların savaşı, bizim savaşımız değil. Biz değil onlar savaşmalı’ vurgularını işitiyoruz sıklıkla.

Şimdiye dek Türkiye sadece ABD politikası ile ilişkili olarak haberleştirildi. 1990’da Güneydoğu’da korkunç olaylar olur, binlerce köy yıkılıp boşaltılırken ve bunların hepsi ABD silahlarıyla yapılırken hiçbir haber yapılmadı burada. 2003’de çok ilginç bir şey oldu. ABD Irak işgalinde Türkiye’nin desteğini istedi ve hükümet ABD yerine kendi halkını dinleyerek reddetti. Türkiye’de nüfusun % 95’i karşıydı. Ve o zaman burada medya korkunç saldırı başlattı Türkiye’ye karşı. O zaman Türkiye’de insan hakları ihlalleri haberlere girmeye başladı. Çünkü Türkiye ABD’nin talimatını izlememişti. Şimdi de Türkiye oluşturulan koalisyonla birlikte hareket etmediği için benzer şey yaşanıyor.

- Türkiye’de Meclis’ten müdahale onayı ve yetkisi çıktı gerçi şimdi öncekinden farklı olarak.

Ama yine de çok istekli değiller.

- Evet. Gazetecilerin ve haberciliğin Türkiye’deki durumu da oldukça kötü son yıllarda.

Yıllar önce bir mahkeme için gittiğimde medyanın çok açık olduğunu, TV kanallarının bana sorular sorduklarını ve epey iyileşme olduğunu gözlemiştim. Ama şimdi öyle değil. Ancak bana göre olan şey şu. Avrupa Birliği ırkçı bir biçimde şunu çok açık ortaya koydu ki Türkiye ne yaparsa yapın AB’ye alınmayacak. Hep insan hakları ihlallerini öne sürdüler. Ama Türkiye ne zaman testten geçse yine durum değişmedi. Türkiye’yi üye olarak görmek istemediler. Almanya, Fransa çok ırkçı davrandılar, ABD’den bile beterler bu konuda. Türkiye’de de ilerleme durdu.

-  ABD’de nitelikli, derinlikli haber bulmak mümkün oluyor. Fox TV’de değil elbet ama New York Times gibi diğer ana akım yayın organlarında bile bu mümkün. Ama bu duruma rağmen Ferguson olaylarının temsilinde de gördüğümüz gibi ırkçı ifadelere rastlayabiliyoruz. New York Times’da çıkan ve çok eleştiriye uğrayan bir yazıda, polis tarafından öldürülen Michael Brown’ın bir melek olmayıp uyuşturucu kullandığı ve zaten okulda da başarılı olmadığı gibi kurbanı suçlayan ifadeler yer aldı. Gizli bir ırkçılık devam ediyor yani. Kişisel olarak eğer ırkçılık karşıtı güçlü bir siyah örgütlenmesi olmasa aralarında dayanışmayla bu tür olayları etkili bir biçimde protesto etmeseler daha kötü şeyler de olabileceğini düşünüyorum.

Doğru.. Boston’da kırmızı metro hat banliyölere gitmez. Batı tarafı banliyölerine Arlington ve Lexington’a kadar genişletilsin metro diye önerildi bir ara. Lexington liberal, ilerici bir yer aslında. Ama reddedildi. Çünkü eğer izin verilseydi, o zaman şehir merkezindeki siyah bir çocuk metroya binip Lexington’a gelebilecekti.