Aman Yiğit Bulut duymasın çatlar!
Balçiçek İlter'i gece yarısı Başbakan Erdoğan aramış. Yok hayali filan değil, gerçekten aramış... Balçiçek İlter önce tedirgin olmuş...
GAZETECİLER.COM -
Eminiz!...
Yiğit Bulut bekliyordur ne zamandır "bir gece yarısı ansızın" Başbakan Erdoğan arayıversin diye...
Neye niyet kime kısmet işte...
Başbakan sonunda gece yarısı aramış...
Şanssızlık bu ya!..
Aradığı jöleli Yiğit olmamış ne yazık ki(!)...
Tutmuş onun yönettiği kanalda program yapan Balçiçek İlter'i aramış...
Olacak iş mi bu!
Balçiçek İlter ki bugüne kadar "Başbakan'ı programına konuk edebilmiş" de değil...
Ah Yiğit ah!
Çok haset edersin, sen okuma Balçiçek'in yazısını...
Hem bak!
Sanki sana nazire edercesine yazının başlığını da "Başbakan aradı" diye atmış...
Şöyle anlatıyor yaptığı konuşmayı da;
"ÖNCEKİ gün gece yarısına doğru telefonum çaldı... "Başbakan görüşecek!" dediler. Ne yalan söyleyeyim, insan tedirgin oluyor. Bir gün önce "Keşke Başbakan..." başlıklı bir eleştiri yazısı kaleme almışım. Üstelik Başbakan'ın eleştirilere karşı tutunduğu tavır da ortada. Ayrıca, "Normal, zaten beni her gün kimler arıyor!" havalarına da girecek değilim; çünkü yok öyle bir durum...
Geziler ve yemekler hariç Başbakan'la özel bir sohbetim olmadı, telefon da dahil...
Tüm bunları düşünürken, aklıma bir de "İyi de Elazığ'da değil miydi?" sorusu geldi. Sanki Elazığ'dan arayamazmış gibi... Neyse lafı uzatmayayım, "Nasılsınız iyi misiniz?" kısa faslından sonra konunun köşe yazım olduğunu anladım. Başbakan Erdoğan hem yazım için açıklama yapma gereği duymuş hem de kadın sorununa yaklaşımını anlatmak için aramış.
KEŞKE HERKES LALE MANSUR GİBİ OLSA
Balçiçek İlter telefon görüşmesinde "kadın protestocular" üzerine yazdığı eleştirileri sıralamış. Erdoğan da "salon karanlık" olduğu için protestocuları göremediğini söylemiş. Kadınlar konusunda çok duyarlı olduğunun altını çizmiş, sivil kurumlara da kapısının açık olduğunu anlatmış. Ve demiş ki;
"Bugüne kadar sadece Lale Mansur'un başını çektiği grup müthiş hazırlanıp gelmişti. Keşke bütün sivil toplum kuruluşları öyle hazırlansa gelse, başımın üstünde yerleri olur. Dinlemeye açığım... Tersiymiş gibi davranılıyor ama benim kapım açık."
Eminiz!...
Yiğit Bulut bekliyordur ne zamandır "bir gece yarısı ansızın" Başbakan Erdoğan arayıversin diye...
Neye niyet kime kısmet işte...
Başbakan sonunda gece yarısı aramış...
Şanssızlık bu ya!..
Aradığı jöleli Yiğit olmamış ne yazık ki(!)...
Tutmuş onun yönettiği kanalda program yapan Balçiçek İlter'i aramış...
Olacak iş mi bu!
Balçiçek İlter ki bugüne kadar "Başbakan'ı programına konuk edebilmiş" de değil...
Ah Yiğit ah!
Çok haset edersin, sen okuma Balçiçek'in yazısını...
Hem bak!
Sanki sana nazire edercesine yazının başlığını da "Başbakan aradı" diye atmış...
Şöyle anlatıyor yaptığı konuşmayı da;
"ÖNCEKİ gün gece yarısına doğru telefonum çaldı... "Başbakan görüşecek!" dediler. Ne yalan söyleyeyim, insan tedirgin oluyor. Bir gün önce "Keşke Başbakan..." başlıklı bir eleştiri yazısı kaleme almışım. Üstelik Başbakan'ın eleştirilere karşı tutunduğu tavır da ortada. Ayrıca, "Normal, zaten beni her gün kimler arıyor!" havalarına da girecek değilim; çünkü yok öyle bir durum...
Geziler ve yemekler hariç Başbakan'la özel bir sohbetim olmadı, telefon da dahil...
Tüm bunları düşünürken, aklıma bir de "İyi de Elazığ'da değil miydi?" sorusu geldi. Sanki Elazığ'dan arayamazmış gibi... Neyse lafı uzatmayayım, "Nasılsınız iyi misiniz?" kısa faslından sonra konunun köşe yazım olduğunu anladım. Başbakan Erdoğan hem yazım için açıklama yapma gereği duymuş hem de kadın sorununa yaklaşımını anlatmak için aramış.
KEŞKE HERKES LALE MANSUR GİBİ OLSA
Balçiçek İlter telefon görüşmesinde "kadın protestocular" üzerine yazdığı eleştirileri sıralamış. Erdoğan da "salon karanlık" olduğu için protestocuları göremediğini söylemiş. Kadınlar konusunda çok duyarlı olduğunun altını çizmiş, sivil kurumlara da kapısının açık olduğunu anlatmış. Ve demiş ki;
"Bugüne kadar sadece Lale Mansur'un başını çektiği grup müthiş hazırlanıp gelmişti. Keşke bütün sivil toplum kuruluşları öyle hazırlansa gelse, başımın üstünde yerleri olur. Dinlemeye açığım... Tersiymiş gibi davranılıyor ama benim kapım açık."