Altın Kelebek'e "foseptik çukuru" dedi

Takvim yazarı Hakkı Yalçın, Altın Kelebek Ödül Töreni için "Ödül törenleri kendi çıkarlarının foseptik çukuru" dedi.

Altın Kelebek ödül teröninde yaşanan Diriliş Ertuğrul krizi bugün de köşe yazarlarının üzerinde kalem oynattıkları konuların başında geliyor.

En ağır eleştiri yazısı ise Takvim gazetesi yazarı Hakkı Yalçın'dan geldi.

Altın Kelebek'in, Doğan Grubu'nun kendi himayesine girdiğini ve artık zerafet beklenemeyeceğini yazan Hakkı Yalçın, "Ödül törenleri kendi çıkarlarının foseptik çukuru dersek ayıp etmiş olur muyuz? Hayır! Yapılanları izledikten sonra az bile deriz!" ifadelerini kullandı.

İşte Hakkı Yalçın'ın o yazısı:

DİRİLİŞ ERTUĞRUM VE KATLİAM MAHALLİ

Ödül törenleri bu ülkede anlamını kaybetmiştir. Kendi gruplarının himayesine giren bir anlayışın ödül töreninden zarafet beklemek de anlamsız artık. "Ödül törenleri kendi çıkarlarının foseptik çukuru" dersek ayıp etmiş olur muyuz? Hayır! Yapılanları izledikten sonra az bile deriz!

***
Diriliş Ertuğrul dizisi Altın Kelebek ödülü alıyor. Sonraki tavra bakın. "Tek kelime konuşmadan al ve git" Fetö'den yargılananların arkasında duranlara ve diğerlerine neredeyse sempozyum! Diriliş Ertuğrul dizisinin elemanları oturdukları masada ödülü ayaklarının altına koyuyor. Ve kuliste iade ediyorlar. Bazen verilen ödülü reddetmek o ödülü almaktan onurludur. Ki analarının ak sütü kadar helal ettikleri bir ödülü bile.

***
Hak edenlerin ödüllerine lafımız yok. Ama bir çoğunun o ödülleri dizlerinin üzerine çöküp almaları daha yakışıklı olurdu. Çünkü hakları değildi. Gazetenin bağlı bulunduğu müzik firmasının şarkıcıları ödül hazinesinden nimetlerini alırken, onları gerçek emekçilerden ayıran nedir? Kanserojen sistem mi? İlişkiler çemberinde çıkarların oynaşması mı?

***
Peki, gerçeğin anlamı nerede? Nerede asalet? Nerede emeğin karşılığı? Bitmiş dizilere bile ödül verilirken, izlenmeme rekoru kıran dizilerin ödülleri kekelerken! Hak edilmemiş ödüller insanların üzerinde leke bırakmıyor mu yani?

***
Diriliş Ertuğrul dizisinin emekçileri, katliam mahallinden ayrılırken ödüllerini iade etmenin gururunu yaşadılar. Onların konuşma hakkını gasp edenlere gelince. O kadar çok konuştular ki. Hiçbir şey söylemediler! Sanat ve zarafet adına!