Altaylı'nın 'dangalak' dediği Habertürk'te çıktı

Habertürk yazarı Fatih Altaylı bugünkü yazısıyla medya dünyasında günün konusu oldu. 'A be utanmaz' diyerek kendi gazetesinden bir isme fena saydırdı.

Freedom House'un "Türkiye'de medya özgür değil" raporu medya ve siyaset dünyasında fırtınalar koparmaya devam ediyor.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun "Biz bu rapora Türkiye'deki gazetecilerin tepki göstermesini bekliyoruz" açıklamasının ardından Ahmet Kekeç ve Gülay Göktürk gibi  isimlerden rapora yönelik eleştiriler geldi. Ancak bu yazılar içinde en çok dikkat çekeni ve  Habertürk yazarı Özcan Tikit'in "Türkiye'de basın özgürlüğü yokmuş(!)" başlıklı yazısı oldu.

Habertük yazarı Tikit'in, dün köşesinde Freedom House'ın raporunun Türkiye'de gazeteler tarafından habereştirilebiliyor olmasını 'basın özgürlüğü'nün ölçüsü olarak kabul etmesi ve Türk basınını 'halkına ve topraklarına yabancıllaşmış, emperyalist devletlere göbekten bağlı tutsaklar' ilan etmişti.

İşte Tikit'in bu yazısı Gazete Habertürk'ün kısa süre önce Genel Yayın Yönetmenliği görevinden ayrılan ve halen bu gazetede köşe yazılarına devam eden Fatih Altaylı'nın tepesinin tasını attırdı.


ÖZCAN TİKİT KİMDİR?


Habertürk'ün genç dış politika yazarı Özcan Tikit, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Mezunu. Bir süre DHA'nın İzmir Bürosu'nda gece muhabirlerinden biri olarak çalışan Tikit'i Habertürk kadrosuna alan ve 2009 Aralığından bu yana köşe yazmasını sağlayan isim ise Fatih Altaylı'dan başkası değil.

Altaylı, isim vermeden kendi gazetesinin köşe yazarı Özcan Tikit'e verdiği sert yanıtta "Türkiye'de özgür basın olsa, sana bırak köşe yazdırmayı, el ilanı bile yazdırmazlardı..." diye yazdı.


Tikit'e "A be utanmaz!" diyerek ağır bir yazı ile yüklenen Altaylı bu kişilerin Erdoğan'a 'başdanışman' olmak için bu şekilde yazdıklarını öne sürdü.

A BE DANGALAK!

Altaylı isim vermedi ama yazısındaki bir paragrafla medya gündeminin tepesine çıktı.

Altaylı, "A be dangalak, iktidarın yaptığı her şeyi översen, Suriye politikasını bile doğru göstermek için çırpınırsan, iktidar sözcülerinin bile savunmakta zorlandığı hataları canla başla savunursan, ileride Başbakan'a "başdanışman" olacak kadar cansiperane bir tavır takınırsan sana tabii ki baskı yok. Sen baskıcıdan yana olursan, kim senin neyine baskı yapsın?" diye yazdı.

İşte Altaylı'nın yazısından çarpıcı bölümler:

İKTİDAR BASKI YAPIYORUZ DİYECEK DEĞİL YA

"İktidar, "Baskı yok" diyor, gazeteciler ise "Baskı altındayız" diyor.
Emin olun iktidarı anlıyorum.
"Baskı yapıyoruz" diyecek halleri yok.
Ama "Baskı yok" diyen gazetecileri gerçekten anlamıyorum.
Dün gazeteci demeye dilimin varmayacağı birisi, "Baskı falan yok.
Ne baskısı?" demiş.

A be dangalak, iktidarın yaptığı her şeyi översen, Suriye politikasını bile doğru göstermek için çırpınırsan, iktidar sözcülerinin bile savunmakta zorlandığı hataları canla başla savunursan, ileride Başbakan'a "başdanışman" olacak kadar cansiperane bir tavır takınırsan sana tabii ki baskı yok.
Sen baskıcıdan yana olursan, kim senin neyine baskı yapsın?

ALTAYLI'DAN ZOR SORULAR

O zaman sorayım bu "başdanışman" adayına veya adaylarına:

- Çok değil 5 sene önce çuval dolusu parayla transfer edilebilecek gazetecilerin büyük bölümü, normalde alacaklan maaşın dörtte birine niye tek bir gazetenin çatısı altına sığınmak zorunda kaldılar?

- Fazla okunmasa bile varlığıyla bulunduğu gazeteye prestij kazandıran Hasan Cemal veya benzeri yazarlar niye bilabedel internet sitelerinde yazmak zorunda kaldılar?

- Yüz binlerce dolara bir kanaldan diğerine geçen televizyonların çok önemli isimleri, niye maaş bile ödeyemeyen televizyonlarda program yapıyorlar?

- Niye "Alo'lar var?

- Niye uçaklarda, otobüslerde, iç ve dış gezilerde akreditasyonlar var?

- Niye kürsülerde medyaya ağır hakaretler ediliyor?

VARLIĞIN BİLE BASKININ EMARESİ

Bu yazdıklarıma yanıt vermek için "Ama bak, her şeyi yazanlar var" diyecektir başdanışman adayları...
Yazılıyor da ne pahasına yazılıyor biliyor musun?
Hadi bunların hiçbirinin farkında değilsin, çevrende, etrafında olan biteni de görmüyorsun diyelim.
Yahu senin varlığın bile başlı başına baskının emaresi.
O baskı olmasa, sana değil bir gazetede, el ilanında köşe yazdırırlar mı, aynaya bakmıyor musun!

FATİH ALTAYLI YAZILARI