Altaylı Cem Uzan'a meydan okudu!

Kendisini bir maille Paris'te Teke Tek yapmaya çağıran Cem Uzan'a köşesinden meydan okudu Fatih Altaylı.

Cem Uzan'ın tek derdinin Türkiye'de gündemde kalmak olduğunu söyleyen Fatih Altay'lı ateş püskürdü. Köşesinden önce Cem Uzan'ın son dönemde verdiği röportajı eleştirdi. Ardından kendisine yazdığı mail'e karşılık verdi.

İşte "Ben de mangal gibi yürek var, Senden mi korkacağım be şaşkın" diyen Altaylı'nın zehir zemberek yazısından çarpıcı noktalar:

TEK bir derdi var.
Türkiye'nin gündeminde kalmak.
Yurtdışına milyarlarca dolar kaçırmış, ailesinin "indira gandi'' yaptığı trilyonlarla
yurtdışında krallar gibi yaşıyormuş, bunlar umurunda değil.
Mesele, Türkiye'nin gündeminde kalmak.
...
Çağırdı bir gazeteciyi ve röportaj verdi.
Herkes kötüydü, bir o sütten çıkmış ak kaşıktı.

Bankasında aslında sorun yoktu ama eline hesap cüzdanını alan para istediği için bankasında çok açık varmış gibi görünüyordu ona göre. Bankasında niye doğru düzgün bir kayıt olmadığının ise yanıtı yoktu elbette.

Hazine bonosu satmaya hakkı olamadığı halde milyarlarca liralık sahte Hazine bonosunu nasıl sattıkları mevzuuna ise hiç girmemişti.

ÇEAŞ ve Kepez'den yapılan örtülü kâr transferleriyle küçük yatırımcıdan çalınan milyarlar konusu da konuşulmamıştı.

Bu şirketlerin offshore hesaplarda eritilen kârları ile Hazine'den kaçırılan vergi ise hiç hesapta yoktu.

Kayıtdışı banka hesapları ile ayrılmayan munzam karşılıklardan elde edilen kârların ödenmeyen vergileri de röportajda yer almıyordu.

Telsim'in kayıtdışı satılan kontörlerini, buradan elde edilen vergisiz trilyonları ve bunların ödenmeyen vergilerini sormak da muhabirin aklına gelmemişti.
Evinin yüzme havuzuna gizlenen trilyonlarca liralık kontör kartı da önemli değildi ki sorulmamıştı.

Sadece bir dönem "Allahsız'' dediği kişilerden artık "Sayın'' diye bahsediyordu.
Bu satırlara konu olan kişi, tahmin edebileceğiniz üzere Cem Uzan'dan başkası değil.

İş hayatı boyunca Türkiye'ye on milyarlarca dolar zarar veren ve sonunda ailesiyle birlikte kaçıp giden "firari'' sözde işadamı.
Ailesinin diğer fertlerinin nerede olduğu hâlâ bir muamma.

O ise hâlâ gündemde kalma çabasında.
Bana da terbiyesinin ne düzeyde olduğunu gösteren, hakaretlerle dolu bir mail atmış.

Okuyunca mutlu oldum.
Çünkü onun bulunduğu yerden böyle görünmek bir şereftir.
Bir de diyor ki: "Yüreğin yetiyorsa gel de Paris'te bir Teke Tek yapalım. Canlı yayınla Türkiye görsün".

Bak Cem Efendi.
Bende yürek mangal.
Sen kendini imparator zannederken, Türkiye'de her şeyi ve herkesi satın alabileceğini zannederken senin karşına dikildim.

Senden mi korkacağım a be şaşkın.
Teke Tek'in kapısı sana her zaman açık.
Ama senin gibi biri için kalkıp Paris'lere gelemem.
Asıl senin yüreğin yetiyorsa, beş paralık onurun varsa gel Teke Tek stüdyosuna.
İstediğin kadar konuşalım.
Ama sonunda ağlayarak kaçmak yok.
Çünkü son hatırladığımda Galatasaray'ı ele geçirme planını yerle bir ettiğim gün duvarları tekmeliyordun.

Darılmaca kızmaca, sinirlenmece yok.
Stüdyodayım.
Bekliyorum.