Altaylı, Ali Erbaş'tan beklenileni açıkladı! 'Market raflarından, kira ilanlarından...'
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugün kaleme aldığı yazısında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın sıkça göz önünde olmasının nedenini açıkladı. Altaylı, konuyla ilgili "Ali Erbaş’tan umulan Türkiye sokağına seslenmesi. Market raflarından, kira ilanlarından daha çok ses çıkarması" diye konuştu.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugün kaleme aldığı yazısında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın sıkça göz önünde olmasının nedenini açıkladı. Altaylı, konuyla ilgili "Ali Erbaş’tan umulan Türkiye sokağına seslenmesi. Market raflarından, kira ilanlarından daha çok ses çıkarması" diye konuştu.
İşte o yazı:
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş artık her yerde.
Zannedersin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı oldu, sürekli siyasi mesajlar vererek, AK Parti Genel Başkanı ile herkesten fazla görüşerek, herkesten fazla açılışlara katılarak siyasi mesajlar vermekte.
Son olarak New York’taki Türkevi’nin yenilenmesi münasebetiyle yapılan açılışta idi.
Ben de Teke Tek’e katılan ve iktidarı her zaman savunan Prof. Mehmet Şahin’e “Ne işi var orada” diye sordum.
“Kamu diplomasisi yapıyor” dedi.
Ali Erbaş’ın son zamanlarda sürekli ortada olmasının özellikle Ortadoğu’da sokağın kalbini kazanma amaçlı olduğunu, sokağı etkilemek, sokağa mesaj vermek için kullanıldığını söyledi.
Ben de bunun üzerine “Ortadoğu sokağının kalbini Erdoğan kazanmıştı. Artık o kazanamadığı için mi Ali Erbaş’a ihtiyaç duyuluyor” diye sordum.
AK Parti’ye yönelik her türlü eleştiriye bir yanıt bulmakta asla zorlanmayan Mehmet Şahin, “O da artı oluyor” dedi.
Bunların bahane olduğunu hepimiz biliyoruz.
Mesele şu ki, Ali Erbaş ne Ortadoğu ne de bir başka yabancı ülke sokağını etkilemek için piyasaya sürüldü.
Ali Erbaş’tan umulan Türkiye sokağına seslenmesi.
Market raflarından, kira ilanlarından daha çok ses çıkarması.
New York’taki Türkevi açılışına gelirsek
Bununla ilgili en doğru eleştiriyi İzzet Çapa’nın sosyal medya hesabında okudum.
Sevgili Çapa şöyle demiş:
“O açılışta Cumhurbaşkanı’nın yanında Nobelli bilim insanımız Prof. Aziz Sancar, Nobelli yazarımız Orhan Pamuk, Biontech aşısını dünyaya hediye eden iki Türk Uğur Şahin ve Özlem Türeci, dünyanın tanıdığı Türk sanatçılar Pekinel kardeşler, Fazıl Say, Ferzan Özpetek, Fatih Akın gibi isimler, Mehmet Öz, Rifat Özbek, Muhtar Kent, Atıl Kutoğlu, Hüseyin Çağlayan, Hidayet Türkoğlu, hatta Arda Turan medeniyete insanlığa katkı sağlayan bilinen veya dünya çapında soydaşlarımız olsa daha iyi olmaz mıydı?”
O kadar haklı ve o kadar güzel söylemiş ki.
Hatta Mesut Özil de olsa, İlkay Gündoğan ve Burak Yılmaz da olsa.
Ama özellikle ve kesinlikle Aziz Sancar ve Orhan Pamuk kesin olsa dünyaya çok daha iyi bir Türkiye mesajı verilmiş olmaz mıydı!
Mesaj dünyaya verilecek olsa zaten bu isimler olurdu orada.
Ama mesajın adresi dünya değildi ki!
Neresi olduğunu hepimiz biliyoruz.