Altaylı: Adaletin içine s.çıyorlar düzeltirken de sıvıyorlar!

Ergenekon tahliyeleri ile başlayan adalet ve hukuk tartışmasına Fatih Altaylı'dan radikal katkı: Adaletin içine s.çıyorlar. Düzeltmek isterken de sıvıyorlar.

GAZETECİLER.COM
Ergenekon davasının ardı ardına gelen tahliye kararları ile çökmesi adalet sistemi tartışmalarını yoğunlaştırırken medyada radikal tepkiler gelmeye devam ediyor. Habertürk gazetesinin tepe ismi Fatih Altaylı bugünkü yazısında tahliyeler ile ortaya çıkan durumu yorumladı. Sert ifadeleri ile dikkat çeken Altaylı ""adalet"in içine s.çıyorlar. Düzeltmek isterken de sıvıyorlar." dedi.

İşte Altaylı'nın yazısındaki ilgili bölüm:

ÖNCE HACET SONRA SIVAMA

KULLANACAĞIM tabirler için baştan özür dileyeyim, ama bu yazıyı başka türlü yazma ihtimalim yok.
"Adalet"in, yargının, hukukun içine düştüğü durumu anlatacak başka kelime bulamıyorum.
O yüzden baştan özür dileyeyim. Olacağı buydu.
Başka türlü de olamaz, başka türlü de sonuçlanamazdı.
Siz eğer hukuku sağından solundan çekiştirirseniz, hiçbir şeyi öngöremez, başımza geldikten sonra hukuku, yasayı kendinize uydurmaya çalışırsanız, "adalet"in kıçını bir tarafa, başım bir tarafa itip çekerseniz, yargının bütünlüğünü, yargının mantığım bozarsamz sonuç bu olur.
Başka türlüsü de olmaz.
Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde yargının hızla siyasallaşmasına, yargının hızla bir intikam aracı olmasına, kindarların intikam duygusunu tatmine yönelik bir hal almasına tanıklık ettik.

BİZ NE HALT DEMEYE BAŞLADILAR

Ne var ki, son birkaç ay içinde bunun ucu başka yere, zülfü yâre dokunmaya başlayınca "kindarlar"ın bir bölümü "Biz ne halt ettik" demeye başladılar.
Bu sefer yargıyı başka ucundan çekip başka yere yönlendirmeye çalıştılar.
Sonuç bu oldu.
Yargı boğuldu, "adalet" çöktü.
Bir yanda "neyle suçlandıkları" mahkûm olmalarına rağmen belli olmayan bazı sanıklar çoktan hak ettikleri özgürlüğe kavuşurken, diğer yandan işledikleri cinayetlerde suçüstü yakalanmış bazıları da arada özgür leşi verdiler.
Alparslan Arslan bunlardan biri.
Türkiye'nin en üst yargı kurumlarından birini elinde silahla bastı.
Bir yüksek yargı mensubunu, saygıdeğer bir hâkimi öldürdü, yaraladı.
Suçüstü yakalandı.
Her şey açıkça ortadayken, suçüstüyle suç sabitken "siyasallaşan" yargı, "kindarlıkla" olayı başka yerlere yamamaya çalışıp bu suçüstünden suçüstü olmayanlara da pay çıkarmaya kalkışınca normalde 6 ayda bitecek bir yargılama 7 yılı aştı ve suçüstü yakalanan bir katil hakkında tahliye kararı çıktı, belki de serbest kalacak.
Keza Malatya'da Zirve katliamı davasında da, birkaç ayda bitecek bir yargılama, başkalarını da bu işe ortak etme çabasıyla siyasi bir hale sokulunca 7 yılı aşan bir süreye yayıldı.
3 kişiyi doğraya doğraya öldüren katiller serbest kaldı.
Bunun tek nedeni var.

ADALETİN İÇİNE S.ÇIYORLAR!

Yargının "kin ve nefret"e alet edilmesi, siyasi nedenlerle bu işle alakası olup olmadığı belirsiz kişilerin bu suça bulaştırılmak istenmesi.
Zirve katliamı ve Danıştay cinayeti, Ergenekon'a "zorla" bağlanmaya çalışılmasa, suçu sabit olan bu kişiler üzerinden suçu pek dc sabit olmayan kişilere suçlama yapılmak istenmese, "adalet" kendi işleyişine bırakılsa bu "katiller" dışarı çıkmayacaktı.
Ama şimdi aramızdalar.
Bir daha da içeri zor girerler.
"Adalet"i bu kadar çökmüş bir ülkenin, bundan sonra nasıl "adalet" tesis edeceğini ise anlamak zor.
Çünkü sürekli "adalet"in içine s.çıyorlar.
Düzeltmek isterken de sıvıyorlar.

FATİH ALTAYLI YAZILARI

İmamoğlu'nun diploması tartışması! Kemal Alemdaroğlu detayı Selvi yazdı Salih Tuna: Ne yapmalı Mansur Yavaş'ın arkasında kimler var Fatih Portakal 'kulağıma geleni aynen söylüyorum' deyip açıkladı Hilal Kaplan: Erdoğan, BM'de İsrail'i mahkum etti Melih Altınok: Affı kaldırın Cem Küçük'ten muhalif medyaya milyon dolarlık soru