Alper Görmüş'e Taraf manşetleri 'dokandı'
Alper Görmüş "bu espriye açık gazetecilik diline karşı değilim" dedi ama "bazı durumlar ironi kaldırmaz" diye ekledi.
Bu giriş Taraf'ın medyakronik başlıklı köşesinde yazan Alper Görmüş'e ait. Görmüş köşesinde tavrını şöyle ortaya koydu:
"Ben ciddiyet kırıcı, klişe kırıcı, dolayısıyla espriye ve ironiye açık bir gazetecilik diline tümden karşı değilim. Sadece bunun bıçak sırtı bir tercih olduğunu; başvuranın kılı kırk yarması, bin düşünüp bir yapması gerektiğini; ilaveten de esprinin olağanüstü olması gerektiğini savunuyorum"
Görmüş, Taraf'ın beğendiği manşetlerinden
örnek olarak “Nöbetçiler... nöbetçiler...”
ve “1980 model Anadol” başlıklarını verdi.
Ardından da bu ve benzeri başlıkların tehlikeli yanını yazdı:
HABER GERİ PLANDA
KALABİLİYOR
Laf oturtma ve espri yapma esas sâik olunca, enerji ister
istemez bu mesaiye harcanıyor ve haberin asıl önemli kısmı arka
planda kalabiliyor. Mesela “Daha karpuz kesecektik” manşetinde,
generallerin davranışlarının arkasındaki, bizzat kendilerinin ifade
ettiği “gerekçe”nin anlamı üzerinde yoğunlaşmak ve onu ifade edecek
bir manşet tercihinde bulunmak çok daha doğru olurdu.
"DAHA KARPUZ KESECEKTİK" ve "BU SEFER
DOKANDI KOÇUM"
“Daha karpuz kesecektik” manşetinden birkaç gün sonra Taraf’ın sürmanşetine yerleşen “ekonomik kriz” haberi için uygun görülen “Bu sefer dokandı koçum” başlığı, tartışmakta olduğumuz tarzın nerelere kadar savrulabileceğini gösterdi ve, içtenlikle söylüyorum, beni endişeye sevk etti.
Herhangi bir kişi için sarf edildiğinde dahi itici bir tını veren şu “koçum” kelimesini ülkenin başbakanı için gazetenin en tepesinde kullanmak neden icap ediyor? Ayrıca neden “dokundu” değil de “dokandı...”
Bunlar hep, “daha fazla, daha fazla espri”
arayışının bir sonucuymuş gibi geliyor bana...
BAZI DURUMLAR İRONİYE MÜSAİT DEĞİL
Türkiye, karanlık geçmişiyle hesaplaşıyor,
darbesiz-normal bir demokrasi olmaya çalışıyor... diyen
Görmüş, şöyle devam etti:
"Süreci destekleyen ve tamamına erdirilmesi için çabalayan
gazeteciler, zihniyetleri ya da kurumları dalgaya almak, onlara
ironik göndermeler yapmakla somut şahısları dalgaya almak ve onlara
ironik göndermeler yapmanın farklı şeyler olduğunu
anlamalıdırlar... Somut şahıslar söz konusu olduğunda çok daha
dikkatli olmalıdırlar..."