Alper Görmüş Hürriyet okurlarını çok kızdıracak!

Alper Görmüş medya eleştirlerine devam ederken bu kez Hürriyet'i değil Hürriyet okurunu hedef aldı. İşte Hürriyet okurlarını kızdıracak o yorumlar....

GAZETECİLER.COM
Ana akım medyaya yönelttiği eleştirilerle dikkat çeken Türkiye gazetesi yazarı Alper Görmüş bugün vites yükseltti ve sadece Hürriyet gazetesini değil gazetenin okur kitlesini de yerden yere vurdu.

HÜRRİYET OKURUNA "DARBECİ" ELEŞTİRİSİ

Yılmaz Özdil'in hapisteki subaylar ile Hürriyet okuru arasında mektuplaşma kampanyası başlattığı yazıları hatırlatan Görmüş buradaki gizli mesaja dikkat çekti. "Hürriyet okuru haksızlık karşısında isyan eden bir yapıya sahiptir" mesajının işlendiğini savunan Görmüş hakikatin bunun tam tersi olduğunu yazdı. "Hürriyet’in “haksızlık” karşısında isyan eden bir okur kitlesi yok, ordunun darbe yapma hakkının engellenmesini “haksızlık” sayan bir okur kitlesi var." diyen Görmüş, Nokta dergisi basıldığı zaman Hürriyet okurlarının yaptığı yorumları paylaştı.

İşte Görmüş'ün yazısındaki ilgili bölüm:

Yılmaz Özdil, Hürriyet okurlarına seslenmiş, “Asrın iftirasına uğrayan Maltepe’deki arkadaşlarım size mektup yazmak istiyor, lütfen adınızı adresinizi gönderin” demiş.
... Ve Hürriyet okurları yağmur olmuş yağmış, dakikada 30 adres göndermişler “pîr”lerine... Kimi “kahramanlardan gelen mektubu mağazamın camına yapıştıracağım”, kimi “çocuklarıma göstermek için saklayacağım” diye yazmış.
Yılmaz Özdil’in uzun yazısının satır aralarındaki gizli ana fikir şu: Hürriyet’in, “haksızlık” karşısında isyan eden, özgürlük âşığı bir okur kitlesi vardır!
Ne var ki bana hiç inandırıcı gelmiyor bütün bunlar... Hele ki aynı gazetenin okurlarının, Nokta dergisinin basıldığı gün (13 Nisan 2007) gazetelerine gönderdikleri “oh olsun” yorumlarını hatırladığımda...  
Size de hatırlatayım...
Elli kadar polisin dergiyi basmasının (ki üç gün üç gece boyunca orada kalacaklardır) ilk şaşkınlığını atlattıktan sonra, “acaba basın bu haberi nasıl vermiş” diye internette dolaşmaya başladım. Siyasetin havası kurşun gibi ağırdı... Bir yandan Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın bir gün önceki (12 Nisan), iki hafta sonra muhtırayla taçlandıracağı “sözde değil özde cumhurbaşkanı” çıkışı, öte yandan Cumhurbaşkanı Sezer’in o gün Harp Akademilerinde yaptığı “şeriat” uyarısı: “Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman bu kadar büyük bir tehlike altında olmamıştı...”
Düşünün, bir yayın yönetmeni bir yandan internette devletin “zinde güçler”inin “balyoz” gibi inen çıkışlarını okuyup yorumlamaya çalışıyor, bir yandan da dergisini basan polislere laf yetiştirmeye çalışıyor... İşte o koşullarda okudum Hürriyet’teki “Nokta’ya baskın” haberinin altına girilen “okur yorumları”nı...
O gün, Hürriyet’in internet sayfasındaki haberin altına 43 “yorum” yazılmıştı ve bunlardan 37’si “oh olsun”lu, alaycı bir içeriğe sahipti. Düşünün, ortada sadece görevlerini yapan ve bu nedenle devlet baskısına maruz kalan gazeteciler var ve adı “Hürriyet” olan bir gazetenin okurları, üstelik de baskın ânında polise alkış tutuyor...
Birkaçını siz de okuyun:

ALPER GÖRMÜŞ'ÜN TÜM YAZILARI