Allah’ım bize evlât acısı yaşatma!..

Fatih (Altaylı) babasını kaybetmiş… İstanbul’da olsaydım mutlaka yanında olur, bir hardal tanesi kadar bile azaltmayacağım acısını paylaşmaya çalışırdım.

ADNAN BERK OKAN
Alfred de Musset, “Büyük acılar kadar bizi olgunlaştıran bir şey yoktur” demişti…
“Büyük Acı” nedir?”
Bence bir insanın hayatında tadacağı en büyük acı “evlât acısıdır”…
Onun içindir ki bütün ana – babalar, “sıralı ölüm” isterler Yaratan’dan…
“Allah’ım bana evlât acısı yaşatma!..”
Bir annenin, bir babanın en içten ettiği duadır bu…
Peki ikinci büyük acı nedir?..
Anne veya babamızın ölümüdür…
Ben babacığımı 13 yıl önce kaybettim…
Ağzından sıkça duyduğum “Allah’ım bana evlât acısı yaşatma” deyişi kulaklarımda çınlayarak defnettim onu sonsuz yuvasına…
Hacı anneciğimin ve iki kız kardeşimin gözyaşlarını silerken o duasını hatırlattım…
“Allah duasını kabul etti; ya bizlerden birimizin acısını yaşasaydı daha mı iyiydi?”
 
                                 ***
 
Fatih (Altaylı) babasını kaybetmiş…
İstanbul’da olsaydım mutlaka yanında olur, bir hardal tanesi kadar bile azaltmayacağım acısını paylaşmaya çalışırdım...
Ve şöyle derdim O’na:
“Ya senin acını yaşasaydı daha mı iyiydi?”
 
                                 ***
 
İşte hayat bu…
Allah’ın doğrularıyla biz kulların doğrularının asla çakışmadığı bir geçici dünyadayız…
Annemizin ya da babamızın ya da diğer sevdiklerimizden birinin zamansız ölümü (hangi ölüm zamanlıdır ki?) hiçbirimizin doğrusu değildir…
Değildir ama bizi kahreden o ölüm Allah’ın doğrusu ise ne gelir elimizden?..
 
                                 ***
 
Sevgili Fatih;
Başın sağ olsun…
Babacığın; bir kuş kadar özgür ve acısız o sonsuz dünyasında yattığı sürece Allah; sevgili kızın Zeynep’e, eşine, sana ve bütün diğer sevdiklerine sağlıklı, huzur dolu, mutlulukların eksik olmadığı bir dünya nasip etsin...
Sen de bilirsin ki Mevlâna, "Testiyi denize daldırsan ne kadarını alır" demişti...
Rahmetli babacığının testisinin alacağı bu kadarmış...
Ve unutma…
Hiçbir örnek, ölüm kadar etkili ve kalıcı değildir…
Ve hiçbir acı, ölüm kadar “olgunlaştırıcı” da değildir…