Allah sonumuzu hayreylesin…
Aynı siyasi mahallenin aynı sokağının aynı apartmanında oturanlar bile birbirlerinin nasıl da “yalancı” olduklarını anlatıyorlar kendi çevrelerine…
ADNAN BERK OKAN
Medya dünyasının yengeç sepetine dönüştüğünü söylediğim için eleştiriler geliyor…
Meslektaşlarıma haksızlık yaptığım görüşündeler…
Evet ama bir de gelip benim penceremden baksınlar…
En dost görünenlerin, aynı siyasi kulvarda yürüyenlerin yağmurda birbirlerinin şemsiyesini kapmak için nasıl da uğraştıklarını…
Birbirlerine nasıl tuzaklar kurduklarını görsünler…
Sadece farklı siyasi mahallerde yaşayanlar değil…
Aynı siyasi mahallenin aynı sokağının aynı apartmanında oturanlar bile birbirlerinin nasıl da “yalancı” olduklarını anlatıyorlar kendi çevrelerine…
Başbakanın danışmanlarından birinin aleyhinde dostu olduğunu zannettiklerinin söylediklerini yazarsam önce benim yüzüm kızarır…
Televizyon ekranına çıkıp aynı şeyleri söyleyenlerin (İktidara ya da muhalefete övgü fark etmiyor) birbirlerinin gıyaplarında yaptıkları hakaretler ve küfürler tam bir rezalet…
Sanırsınız ki birbirlerine “dost” görünen bu insanlar aslında birbirlerinin “azılı düşmanları…”
Karşılıklı olarak söylenen sevgi saygı sözcükleri birer yalandan, birer rolden ibaret…
Sadece tek bir gerçek var: Vahşi bir yarış…
Hemen herkes amacına ulaşabilmek için her türlü aracı meşrulaştırıyor…
Birbirini çelmelemeye, kolundan tutup çekmeye, koşusunu engellemeye çabalıyor…
“Faulsüz koşayım ve bileğimin hakkıyla ipi göğüsleyeyim” diye düşünen yok…
Yarışı bitirenlerin her biri ise kendi kozasını örüp, kendi kozasının içinde yaşıyor ipek böceği gibi…
Ve yine kendi kendilerine düşünüp, “madem başardım o halde bencil olmak hakkım” diye kibir yapıyorlar…
Bilmiyorlar ki hem kendileri hem etkileri altına aldıkları okurlar ve izleyiciler trans halindeler…
Hastalarını hipnotize ederken kendileri de uyuya kalan doktorlardan farkları yok…
Ve bir gün…
Birden “Şraaakkkk” diye bir kırbaç sesi ya da bir tokat; hepsini uyandıracak o derin uykudan…
Ve…
Gerçeklerle karşı karşıya kalacaklar…
Geçenlerde bu hipnozculardan biri çok bilirmiş gibi ekonomide yeni yönetimin neler yapacağını anlatırken, “öncelikle faizleri düşürecekler” diyordu…
Tam bir kara mizahtı…
Tansu Çiller de öyle düşünmüştü 1994 Nisanında ama gördük ki “düş ey faiz!” demekle düşmüyor faizler…
Aksine…
Ekonomi alt üst oluyor…
Ama dedim ya…
Hemen herkes trans halinde…
Allah sonumuzu hayreylesin…
Amin…
adnanberkokan@gmail.com