Allah Akit'ten razı olsun...

İyi ki Yeni Akit İstanbul Valiliği ve Emniyetini uyardı da LGBT’ler yürüyemedi… Allah Yeni Akit’i yönetenlerden razı olsun…

Yeni Akit uyarmasaydı eğer…
İstanbul valiliği ve emniyeti de tedbir almasaydı…
Bugün pek çoğumuz
Hz. Lut’un kavmi gibi taş kesilmiş olarak yerlerde yatıyor olacaktık…
*
Neden mi?..
LGBT’ler yürüyecekti…
Onlar yürüyünce de
kıyamet kopacaktı da ondan…
*
İyi ki
Yeni Akit İstanbul Valiliği ve Emniyetini uyardı da LGBT’ler yürüyemedi…
Allah Yeni Akit’i yönetenlerden razı olsun…
Tuttukları “gübre” olsun inşallah…

ZİFT BAĞLAMIŞ BİR KALP…

Akit yazarı “Ben bu eylemi tuttum” diyor…
“Eylem” dediği, “bok atma”…
*
Öyle köhnemiş bir kafa…
Öyle
zift bağlamış bir kalp ki…
69 yaşındaki bir adamın “inandığı bir dava” için her gün 20 km yürüyüşünü sevmiyor…
Ama…
O adamın dinlenmek için uyuyacağı karavanın önüne
bok atılmasını seviyor…


KABUL EDELİM Kİ…

Haklı olmakla başka bir şeydir…
Doğru yapmak başka bir şey…
*
Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü kimilerine göre haklı olmayabilir…
Ama…
Kabul edelim ki
siyasi bir eylem olarak çok doğru bir yürüyüştür


KEŞKE KENDİNE DE KIZSA…

Ahmet Hakan da pek çok arkadaşımız gibi, köpeğini arabasının arkasına bağlayıp saatlerce süründüren “insan müsveddesi”ne haklı olarak çok kızmış…
*
Keşke…
İnsanların onurlarını klavyesine bağlayıp yerlerde süründürenlere (En başta kendisine) de kızsa…


KİM HAKLI ÇIKACAK BAKALIM…

Ak Parti’ye samimiyetle gönül ve oy vermiş akil ve makul insanlar, Kılıçdaroğlu’nun yasal bir hak olan yürüyüşünü sessizce izliyorlar.
Veya sadece amacını (Eylemi değil) eleştiriyorlar.
*
Ak Parti’den yana görünen kimileri ise…
Eylemle de
Kılıçdaroğlu ile de alay ediyorlar.
*
Akil ve makul olanların mı yoksa “sakil” olanların mı haklı çıkacaklarını zaman gösterecek.


SİZ DE BAŞARAMAYACAKSINIZ…

Ey, şort giyen kadına saldıranlar ve saldırganları teşvik edenler…
"Başını açacaksın" diye tahakküm etmek isteyenler başarılı olabildiler mi ki siz "başını kapatacaksın" diye tahakküm edenler başarabilesiniz?..

HEM SORUMLULUĞUM HEM DE VAZİFEM…

Gazetecilik yapmaya çalışıyorum…
Eğer
iyi şeyler oluyorsa alkışlıyorum
Kötü şeyler olursa da eleştiriyorum
Bu benim hem
sorumluluğum hem de vazifem…
*
NOT:
Tabii ki “iyi” ya da “kötü” benim penceremden görüldüğü şekliyle tayin olunuyor…
Bu da benim hakkım değil mi yoksa?..