Alkışlar Taha Akyol için

TSK “hallaç pamuğu” gibi atılıyordu kurulan kumpaslarla…
“Atatürk’ün ordusundan” adeta intikam alınıyor, ordu boşaltılarak Fetullah
çetesine teslim ediliyordu…

*
Generallerimiz, subaylarımız, astsubaylarımız, gazetecilerimiz, iş insanlarımız,
sanatçılarımız cezaevlerinde atılıyordu hiçbir suçları olmadığı halde…
Nasıl yapılıyordu bütün bunlar?..
“Gizli tanık” ya da “itirafçı” adıyla meşrulaştırılan müfterilerin attıkları çamurlarla,
yalanlarla elbette…

*
Ve ben haykırıyordum köşemde:
“Yargı sisteminde itirafçı ya da gizli tanık yaratmak yargıyı adaletin ya da
nefretin tutsağı yapar"…
Ama…
Dinleyen kim?.
O halde buyurun şimdi görün...

*
Şu anda dünyada, “itirafçı” (Aslında müfteri/İftiracı) sisteminden “en çok canı
yanan” ülke Türkiye...
Ve fakat…
“Masum” olduklarını iddia eden binlerce tutuklusu olan ülke de yine Türkiye…
Ve yine o masumlar “İtirafçı” ve “gizli tanıklar” yüzünden, hapisteler…

*
Sevgili peygamber efendimiz mealen şöyle demişlerdi:
“Bir başkasını haksız yere itham edenler, bu dünyada aynı ithamlar yüzünden
suçlanıp mahkûm olmadan can vermeyeceklerdir”…

*
Bunları samimi ve dürüst bir Ak Parti sempatizanı; bir Recep Tayyip Erdoğan
dostu olduğunu bildikleri halde; vicdanlı ve adil duruşundan dolayı Taha Akyol’ı
itibarsızlaştırmaya çalışanlara, geçmişte olan biteni hatırlatmak için yazdım…
Çünkü…
Ve bana da öfkeleneceklerini bildiğim halde…
Bugünkü Hürriyet’te “yargı ne yapar?” başlığı altında yayımlanan yazısıyla Taha
Akyol’u alkışlayacağım…
Okuyanlar eminim alkışı hak ettiği konusunda bana hak vereceklerdir.