ALKIŞLAR; Ruşen Çakır için çünkü...

Ama onun gibi değil de daha ziyade Timur'un çadırına girdiğinde arkasına dönüp de göremediği "Tebaa" gibiyiz...

Ruşen Çakır'ın bugünkü (19.06.2011) VATAN'da başlığı altında yayımlanan makalesi bir gazeteci/yazarın kaleme alıp yayımlatabileceği "en zon" yazılardan biri...
Düşünün ki hem VATAN ve hem de NTV, asıl işleri "gazetecilik" olmayan patronlara (VATAN'da Ali Karacan'ı ayrık tutuyoruz çünkü atadan gazeteci) ait...
Ve bu gerçek orta yerde dururken Ruşen Çakır, bir gazetecinin önündeki en büyük engelin medya patronajının sermaye yapısı olduğunu yazabiliyor...
Bizler, Nasrettin Hoca'nın torunlarıyız...
Ama onun gibi değil de daha ziyade Timur'un çadırına girdiğinde arkasına dönüp de göremediği "Tebaa" gibiyiz...
Bu nedenle Çakır'a gaz verdiğimizi sanmayın...
Kendi adımıza biz o "korkak" kitlenin dışında olduğumuzu da söyleyelim bu arada...
Neyse...
ALKIŞLAR; Ruşen Çakır'ın yüreği için...

Not: Neden sadece "Yüreği" için?..
Çünkü bu köşede en sık "alkışlanan", "kazanan", "Günün Köşe Yazarı" veya "Günün Televizyoncusu" ilân edilenlerden biri olan Ruşen Çakır'la ne birebir ne de telefonla konuşmuşluğumız, tanışmışlığımız vardır. Hatta, hemen herkes ya bir telefon veya en azından bir mail ile teşekkür ederken kendisinden bugüne kadar ne bir teşekkür telefonu ne de mail almış değiliz.
Böylece, kimi okurların "Ruşen Çakır sizi neyle ödüllendiriyor?" sorusunun cevabını da vermiş oluyoruz: Hiçbir şeyle...