Alkışlar Rasim Ozan Kütahyalı için....
SABAH'ta "İslami ulus / Laik ulus ayrışması var mı?" başlığı altında yayımlanan makalesi nedeniyle Rasim Ozan Kütahyalı alkışı haketti...
Rasim Ozan Kütahyalı’nın bugünkü SABAH'ta "İslami ulus / Laik ulus ayrışması var
mı?" başlığı altında yayımlanan makalesi;
demokrasimizin geleceği açısından çok önemli bir konuya çekiyor
dikkatleri.
*
Bir de örnek veriyor.
Prof. Tayfun Atay’ın, Şerif Mardin'in 1989'da yayımlanan bir makalesinde;
"Kimse Türkiye'de biri seküler diğeri İslâmî
iki ulusun doğma ihtimalini doğrudan reddedemez. Bu ikisi arasında
şiddet dinamiği üzerinden bir karşı karşıya gelme durumu şimdilik
uzak gibi görünse de bu, gelecekte gerçek olabilir"
deyişinden hareketle; 16 Nisan
referandumundaki yüzde 51.4/48.6 neticesini bile
"seküler" ve "İslami" olmak üzere, kültürel anlamda iki
ayrı "ulus" çıktığına, artık bu "iki ulus"un kristalleştiğine kanıt olarak gördüğünü
hatırlatıyor...
*
Evet…
Bilhassa radikal laikçilerin ısrarla “İslami Ulus” terimini kullandıklarını çok uzun zamandır
farkındayım ve bunu demokrasimizin geleceği açısından tehlikeli
buluyorum.
*
Zira bundan maksadın, Türkiye'de etnik manada “Türk” ırkının yanı sıra, bir de hiçbir siyasi
literatürde yer almayan bir “Müslüman Ulus” olduğu algısını yerleştirmek olduğu
kanaatindeyim…
Umarım yanılırım…
Ama…
Bu girişimin daha önce üretilen Sağ-Sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk
çatışmasının bir türlü iç savaşa
dönüştürememesinden sonra bu defa, “Müslüman Türk” – “Seküler Türk”
ayrımı yaratma çabası olmasından da şüphe
ediyorum.
*
Rasim’e göre bu analizler baştan sona
yanlıştır.
“2017 Türkiye'sini anlamak için nispeten değil
tamamen hatalı tespitlerdir bunlar”.
*
Yarın yayımlanacak yazısında niye bu teşhis çerçevesinin yanlış
olduğunu anlatmaya çalışacağını duyuran Rasim Ozan Kütahyalı’nın; bu konuyu gündeme taşıması bile beni
sevindirdi…
Komplo Teorilerini sevmiyorum ama sonunda pek çok olayın da bir
zamanlar “komplo teorisi” olarak tanımlanan projelerin sonucu
gerçekleştiğini bizzat yaşayarak görenlerdenim.
Tıpkı…
Şerif Mardin’in “Mahalle Baskısı” teriminin kullanıldıktan bir süre
sonra fiiliyata geçirilerek toplumun
ayrıştırılması gibi…
*
Evet Rasim Ozan…
Bu tarz yazılar pek fazla tık almaz sahibine
“saygınlık, itibar” kazandırır…
Ama…
Yakın gelecekte; sürdürülmesi mümkün olmayan
“amigo yazarların” yerini saygın, ağırlığı olan, entelektüel
derinlik sahibi yazarların alacağından kuşkum yok…
*
Sevgili kardeşim…
Siyasi bir yazar eğer tarafı olduğu siyasi kuruma samimi olarak
destek vermek istiyorsa; bunun için muhalif yazarları aşağılamaktan,
onları küçümsemekten vazgeçmeli…
Tarafı olduğu siyasi hareketi ve lider
kadrosunu sevdirmeye çalışmalı…
Son dönemlerde bunu yaptığın için tebrikler…
Ve…
Bugünkü yazınla alkışı hak
ettin.