ALKIŞLAR; Nagehan Alçı için çünkü...

Kendini, kötü niyetli medyabazlara hedef ettiği için hem üzülüyor ama hem de gerçekçiliğine ve dürüstlüğüne hayranlık duyuyorum...

Yanılıyorsam birisi lütfen düzeltsin...
Sanırım Truvalı Helen'in bir yerinde Helen'in biyolojik olmayan babası (gerçek babası tanrı Zeus'tur) Kral Tyndareos şöyle diyordu:
"Kral ve kraliçeler de en az halk kadar hakareti kaldırabilmelidir"...
Günümüz demokrasilerinde hanedanlardan gelen krallar ve kraliçeler pek fazla yok...
Seçilmiş olanlar ise bırakın hakareti, eleştiriye ile tahammül edemiyor...
Haliyle...
Medyada en zor iş; siyasetçileri ve tabii en başta da kendi meslektaşlarımızı eleştirmektir...
Siyasetçileri eleştirdiğimizde en kötü ihtimalle adliye koridorlarında koşuşturup duruyoruz...
Ama...
Meslektaşlarımızı eleştirince hem adliye koridorlarını arşınlıyoruz...
Ve hem de...
Köşelerinden fırlatılan hakaret, iftira, küfür füzelerine hedef oluyoruz...

Hâsılı...
Siyasetçiyi, hele her taraftan siyasetçiyi ve ille de meslektaşlarımızı; (kendi mahallemizden veya kaşı mahalleden meslektaşımızı) eleştirmek; kendi kazanımızın altına odun atmak gibi bir şey...
Nagehan Alçı ne kendi mahallelisini takıyor bu konuda, ne karşı mahalleyi...
Kendi penceresinden baktığında gördüğü şey yanlışsa geçiyor klavyenin başına ve başlıyor tenkit etmeye...
Ve...
Kendini, kötü niyetli medyabazlara hedef ettiği için hem üzülüyor ama hem de gerçekçiliğine ve dürüstlüğüne hayranlık duyuyorum...
Ve tabii ki alkışlıyorum...
ALKIŞLAR; bugünkü AKŞAM'da başlığıyla yayımlanan makaleleri nedeniyle Nagehan Alçı için...