Alkışlar Merve Şebnem Oruç için

"Ne sakallarınızı kesin ne de tekfircilere katılın" yazısıyla ses getiren Yeni Şafak yazarı Merve Şebnem Oruç,kitabın ortasından konuşmuş.

Belki de şimdiden bazılarınıza gına geldi bu "troller" meselesinden. Şaşırmayız.

Fakat kendinizi bu troll tartışmasının daha da devam etmesine hazırlasanız iyi olur. Çünkü cepheler muhtemelen bu trollük tartışması üzerinden mevzilerini sağlamlaştırmaya çalışacak.

Bir mahalleler arası troll tartışması bir de AK Parti'ye yakın medya mahallesinin kendi içinde bir troll tartışması var. Galiba ikincisi diğerinden daha ilginç. Çünkü bu mahalle içinde trollük üzerinden yürüyen tartışma aynı zamanda yukarıda dediğimiz gibi mevzi sağlamlaştırma aracı olarak da kullanılıyor. 

Lafı çok uzattık, gelelim sadede.

Neden Merve Şebnem Oruç'u alkışlıyoruz?

Dün Yeni Şafak'ta bir yazı yazdı sevgili Merve: "Ne sakallarınızı kesin ne de tekfircilere katılın".

İşte tam da bu trollük mevzusuna farklı bir yerden bakmış, lafını da hiç esirgememiş.

Önce yazısının girişindeki o uzun gemi ve kaptan hikayeleştirmesine bayıldık. Türkiye'nin Erdoğan'ın ve gemidekilerin hali ancak bu kadar tasvir edilebilirdi. 

Onun dışında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden konumlamaya çalışanları Suriye iç savaşındaki iki tarafa benzetmiş. Çok keskin ve dikkat çekici bu benzetme, biraz düşününce pek de haksız sayılmaz. 

Yazının mesajını başlığında vermiş aslında: "İkisi de olmayın, ikisinde de aşırıya kaçmayın" diyor özetle.

Yazının sonunda ise kapağı yapıştırıp bitirmiş Merve Şebnem Oruç: "Lakin bu geminin hala bir kaptanı var. Ve bu kalabalık, o kaptana inanıyor. Ben de öyle..."


Yazının çarpıcı kısımları şöyle: 

"Tartışma 'troller ve yazarlar' diye bir kalıp üzerinden yürüyor ama mesele 'yazarlar' ve 'başka yazarlar', 'medya' ve 'bir başka medya', bir grup ve bir başka grup aslında. "Biri usulde haklıymış gibi görünüyor, öteki esasta. Ama zamanla anlıyorsun ki, usulde haklı olanın da üslubu bozuk, kibri kibarlığından önde gidiyor; esasta haklı olanınsa hak hukuk umurunda değil, zaten bunlara kafa yormuyor, kaptan nereye dümen kırarsa oraya yatıyor" 

"Son yıllarda geçirilen fırtınalı süreçte Erdoğan'ı destekleyen çevrelerde de benzeri bir durum oluşuyor. 'Yeni Türkiye'ye ulaşamadıkça, yeni bir söylem üretemedikçe, yeni bir düşünce biçimi oluşturamadıkça, bir grup 'Yanlış yaptık,' diyerek sakallarını kesiyor, hatta bazıları 'Üçüncü Yol'culuğa kayıyor, diğer grupsa şüphe ve vesveseyle kendinden başka herkesi hain ilan ediyor, IŞİD'in tekfirciliğine benzeyen bir zihniyetle herkesin bağlılığından, sadakatinden şüphe ediyor.

Olan tabi, bu ikisinin dışında kalan büyük kalabalığa oluyor. Bu iki marjinal uca da dahil olmayan kitle, Suriye'de olduğu gibi burada da iki kamptan birine itilmeye, ya da çekilmeye çalışılıyor. Lakin bu geminin hala bir kaptanı var. Ve bu kalabalık, o kaptana inanıyor. Ben de öyle...