Alkışlar Kemal Öztürk için

Bugünkü Yeni Şafak’ta yayımlanan yazısında önce gerçekçi bir durum tespiti yapan Kemal Öztürk alkışı hak etti..

Kemal Öztürk bugünkü Yeni Şafak’ta yayımlanan yazısında önce gerçekçi bir durum tespiti yapıyor ve şöyle diyor:

Gezi olaylarından bu yana bir kriz ortamında yaşadığımızı söyleyebiliriz. 2016 Temmuz ayından itibaren de resmi olarak OHAL kapsamında bulunuyoruz.
Yani uzun süredir normal atmosfer basıncının üzerinde bir ortamdayız. Buna ekonomik gidişat, uluslararası krizleri de ekleyin. Tüm toplumda bir stres, gerilim, sinir birikmesi normaldir.
Meselemiz bunu yönetmektir. Tıpkı insanın kendi stresini, depresyonunu yönetmesi gibi, toplumun da stresini yönetmek gerekir.
İnsanlar hükümetin uygulamalarına gereğinden fazla tepki veriyor olabilir. Muhalefet 696 sayılı KHK’nın 121. maddesini yanlış anlamış olabilir, saptırmış olabilir, istismar etmiş olabilir. Hukukçular, akil insanlar, yorum yapanlar, vatandaşlar tek tip kıyafeti, sivillere muafiyet getiren düzenlemeyi başka türlü anlamış olabilirler.
Tüm bunlar bir ülkenin işleyişinde normaldir, doğaldır.

*

Yaptığı durum tespitinden sonra, hükümetin gerilimi çok kolay düşürebileceğine dikkat çeken Öztürk şunları yazıyor:

Şimdi tüm Burada sakin olması gereken, sakin olmak zorunda olan iktidarı elinde bulunduran, devleti yönetenlerdir. Onların duygusal olmaya, öfkelenmeye, sinirlenmeye hakları yok. Hukuken itiraz eden herkesi, “fetöcü, hain” diye suçlayan insanları susturmak da iktidarın bu stres ve gerilim ortamında, çok basit yöntemlerle, adımlarla birden alevlenen gerilim düşürülebilir mi? Bana göre evet.
‘Eğer KHK 121. maddenin metni muğlaksa, yanlış anlaşılıyorsa, başka yerlere çekiliyorsa bunu düzeltiriz’ demek, bütün gerilimi düşürecek bir ifadedir. Nitekim Adalet Bakanı Gül, bunu söyledi. Lakin ardından Hükümet Sözcüsü ve Başbakan buna itiraz ettiler. Neden? Yani metni değiştirmek ya da bu KHK’yı kanunlaştırırken gerekli düzenlemeyi yapmak neden sorun olsun ki? Bunu yaparsanız CHP ve İyi Parti zafer kazanmış gibi mi düşünecek? Bence hayır.
Hükümet üyeleri içinde bir insicam ve uyum sorunu olduğu anlaşılıyor burada. Demek ki bu hayati düzenleme önceden yeterince tartışılmadı ve konuşulmadı.
Dün de yazdım, OHAL ve KHK artık hukuk sistemimizi zehirleyecek aşırı doz antibiyotik gibi geliyor bünyeye. Kanunları Meclis yapmalı ve orada sağlıklı şekilde hepsi tartışılmalı. Bu normalleşme süreci için hayati bir konudur.
OHAL’in neden olduğu stresi ben şahsen hissetmiyorum. Ama bunu hisseden insanlarla her gün karşılaşıyorum. Ve artık AK Parti tabanında OHAL nedeniyle insanların bir gerilim yaşamaya başladığını da görüyorum. Bu yüzden normalleşme sürecine girmek ve bir rehabilitasyon dönemi başlatmak gerekiyor.

*

Akılcı, gerçekçi, dostça bir tür uyarı mektubu niteliğindeki yazısıyla Kemal Öztürk alkışı hak ediyor.